Bir toplumu ayakta tutan ve huzur içinde yaşamasını sağlayan en temel ilke adalettir. “Ey iman edenler, Allah için hakkı ayakta tutanlar ve adaletle şahitlik yapanlar olunuz.” ayeti, mümin olmanın hak ve adaletten yana olmayı gerektirdiğine işaret eder. Adalet aynı zamanda sosyal hayatın en önemli denge unsuru ve teminatıdır.
Toplumda huzurun gerçekleşmesi için vazgeçilmez olan diğer bir ilke, güvendir. Mümin, Muhammedü’l-emîn olan Peygamberini model alarak, inanan-inanmayan bütün insanlara güven telkin eder. Çünkü Allah Resûlü (s.a.s) onu şöyle tarif etmiştir: “Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir. Mümin de insanların canları ve malları konusunda kendisine karşı emniyet hissettikleri kişidir.”
Huzurlu ve güvenli bir toplum inşa etmenin bir diğer ilkesi de doğruluktur. Samimi ve dürüst olmak, mümin olmanın bir gereğidir. Mümin, açık sözlü ve şeffaftır. İçi dışı birdir. Niyeti ve amelleri birbiriyle tutarlıdır. Mümin yalan söylemez, iftira atmaz, kul hakkına el uzatmaz!
Toplumda huzurun gerçekleşmesi için vazgeçilmez olan diğer bir ilke, güvendir. Mümin, Muhammedü’l-emîn olan Peygamberini model alarak, inanan-inanmayan bütün insanlara güven telkin eder. Çünkü Allah Resûlü (s.a.s) onu şöyle tarif etmiştir: “Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir. Mümin de insanların canları ve malları konusunda kendisine karşı emniyet hissettikleri kişidir.”
Huzurlu ve güvenli bir toplum inşa etmenin bir diğer ilkesi de doğruluktur. Samimi ve dürüst olmak, mümin olmanın bir gereğidir. Mümin, açık sözlü ve şeffaftır. İçi dışı birdir. Niyeti ve amelleri birbiriyle tutarlıdır. Mümin yalan söylemez, iftira atmaz, kul hakkına el uzatmaz!