Hatay Milletvekili Suzan Şahin, Hatay´da 45 günde 1.186 kişinin salgın nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirtti ve "Hatay´da günde ortalama 40-50 canımızı toprağa veriyoruz" dedi.
Milletvekili Şahin, şu açıklamayı yaptı: "Kasım ayında 437, 16. gününe kadar Aralık ayında 749 Hataylı vatandaşın ölüm bulaşıcı hastalık, yani Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Hatay´da günde ortalama 40-50 canımızı toprağa veriyoruz. Yoğun bakımlar dolu, hastanelerde yatak yok, vaka sayımızda azalma yok. 45 günde 1186 can yitip gitti. Tek bir kayıba daha tahammülümüz kalmadı. En yüksek sesle her platformda sesimizi hükümete duyurmaya çalışıyoruz. Bunca vatandaşı kaybettikten sonra Hatay´a filyasyon ekibi desteği verildi, solunum cihazı, ambulans sayısı artırıldı. Yazık Hatay´a, Türkiye´ye. Vaka sayılarını, vefat sayılarını gerçeğin 4-5 katı az göstermekle başarı hikayesi yazılmaz. Başarı hikayesi, ülkeyi en az 28 gün kapatarak kapsamlı karantina uygulayıp sokağa çıkma kısıtlaması getirip virüsü hapsederek, bu süreçte de hasta vatandaşlar iyileştirilerek olur. Uzmanlara, bilime kulağını tıkayıp, başhekimlik, dekanlık, rektörlük hayali kuran sözde doktor ve uzmanları televizyonlara çıkarıp, milletini değil sadece ekonomi ve halka verecekleri desteği yandaşlarına harcama amaçlarını düşünen AKP hükümetine bir kez daha çağrımızı yapıyoruz; gerekli önlemler alınmaz ve can kayıpları artmaya devam ederse bile bile bu ölümlere yol açılmıştır. Bu cinayettir! Anayasal suçtur! Ekonomiden de siyasetten de daha değerlidir bir tek insanın canı. Artık ocaklara ateş düşmesin. Yanıyor, ölüyor Hatay. Sesimizi duymak için kaç kişinin daha ölmesi gerekli? Ülkeyi 28 günlük karantinaya almak şart! Hatay´a karantina şart."
Kırmızıoğlu: Sosyal yaşama ara verilmeli
10 metrekare bir hastane odasında hastamın derdine derman olmaya çabalarken "bir nefesin" en büyük zenginlik olduğunu anlarken yaşananları yazıyla aktaran İskenderun´da görev yapan doktor Mehmet Riyat Kırmızıoğlu da sosyal iletişim sitesinde yaptığı paylaşımda şunlara yer verdi: "Canlarını hiçe sayarak sizin için çabalayan sağlık çalışanları. Birbirine endişe ile bakan hastalar. Hastane bahçesinde sessiz ve çaresiz bekleyen hasta yakınları... Gördünüz biliyorum! Çünkü ben oradaydım, gördüm. Sizler için beraberce ben de mücadele ettim. Alırken farkında bile olmadığınız ´bir nefesin´ değerini, sağlıklıyken hiç bilmediğiniz yatak ve yoğun bakım doluluk oranını, sağlık alt yapısının ve sağlık iş gücünün kapasitesinin ne demek olduğunu da öğrenmiş oldunuz. Bizlerin Tıp fakültelerinde öğrendiği salgını, yaşayarak öğrenmenin acı bilançosuyla karşı karşıya kaldınız. Bir yıl oldu artık hepsini biliyorsunuz. Sosyalleşmenin nasıl yanlış anlaşıldığını, vurdumduymazlığın kartopu misali nasıl da toplumu büyük bir felakete götürdüğünü, halen fark edemediğinizi de daha önceden gördüm. Sosyal yaşama ara vermeniz ve yeniden kurgulamanız gerek. Maskeyle mesafeyle ve hijyen kuralları ile bir kez daha yüzleşmeniz gerek. Nefes almak, yaşamak istiyorsanız tabi ki, karar sizin."
İskenderun´da 2.500 eve dezenfekte
İskenderun Belediyesinin de son iki ayda 2.500´e yakın evde dezenfekte çalışması yaptığı belirtildi. Gazetemize açıklama yapan İskenderun Belediyesinde görevli bir kişi, "Koronavirüs hastalığına yakalanan ya da bir hastayla temaslı olduğu bilinen veya korona endişesiyle evini dezenfekte etmek isteyip, belediyeye bu isteğini iletenlerin evleri dezenfekte edildi. Belediye temizlik işleri müdürlüğü ekipleri, İskenderun´da son iki ayda 2.500 evde dezenfekte çalışmasında bulundu. Bu çalışma devam ediyor" açıklamasında bulundu.
Milletvekili Şahin, şu açıklamayı yaptı: "Kasım ayında 437, 16. gününe kadar Aralık ayında 749 Hataylı vatandaşın ölüm bulaşıcı hastalık, yani Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Hatay´da günde ortalama 40-50 canımızı toprağa veriyoruz. Yoğun bakımlar dolu, hastanelerde yatak yok, vaka sayımızda azalma yok. 45 günde 1186 can yitip gitti. Tek bir kayıba daha tahammülümüz kalmadı. En yüksek sesle her platformda sesimizi hükümete duyurmaya çalışıyoruz. Bunca vatandaşı kaybettikten sonra Hatay´a filyasyon ekibi desteği verildi, solunum cihazı, ambulans sayısı artırıldı. Yazık Hatay´a, Türkiye´ye. Vaka sayılarını, vefat sayılarını gerçeğin 4-5 katı az göstermekle başarı hikayesi yazılmaz. Başarı hikayesi, ülkeyi en az 28 gün kapatarak kapsamlı karantina uygulayıp sokağa çıkma kısıtlaması getirip virüsü hapsederek, bu süreçte de hasta vatandaşlar iyileştirilerek olur. Uzmanlara, bilime kulağını tıkayıp, başhekimlik, dekanlık, rektörlük hayali kuran sözde doktor ve uzmanları televizyonlara çıkarıp, milletini değil sadece ekonomi ve halka verecekleri desteği yandaşlarına harcama amaçlarını düşünen AKP hükümetine bir kez daha çağrımızı yapıyoruz; gerekli önlemler alınmaz ve can kayıpları artmaya devam ederse bile bile bu ölümlere yol açılmıştır. Bu cinayettir! Anayasal suçtur! Ekonomiden de siyasetten de daha değerlidir bir tek insanın canı. Artık ocaklara ateş düşmesin. Yanıyor, ölüyor Hatay. Sesimizi duymak için kaç kişinin daha ölmesi gerekli? Ülkeyi 28 günlük karantinaya almak şart! Hatay´a karantina şart."
Kırmızıoğlu: Sosyal yaşama ara verilmeli
10 metrekare bir hastane odasında hastamın derdine derman olmaya çabalarken "bir nefesin" en büyük zenginlik olduğunu anlarken yaşananları yazıyla aktaran İskenderun´da görev yapan doktor Mehmet Riyat Kırmızıoğlu da sosyal iletişim sitesinde yaptığı paylaşımda şunlara yer verdi: "Canlarını hiçe sayarak sizin için çabalayan sağlık çalışanları. Birbirine endişe ile bakan hastalar. Hastane bahçesinde sessiz ve çaresiz bekleyen hasta yakınları... Gördünüz biliyorum! Çünkü ben oradaydım, gördüm. Sizler için beraberce ben de mücadele ettim. Alırken farkında bile olmadığınız ´bir nefesin´ değerini, sağlıklıyken hiç bilmediğiniz yatak ve yoğun bakım doluluk oranını, sağlık alt yapısının ve sağlık iş gücünün kapasitesinin ne demek olduğunu da öğrenmiş oldunuz. Bizlerin Tıp fakültelerinde öğrendiği salgını, yaşayarak öğrenmenin acı bilançosuyla karşı karşıya kaldınız. Bir yıl oldu artık hepsini biliyorsunuz. Sosyalleşmenin nasıl yanlış anlaşıldığını, vurdumduymazlığın kartopu misali nasıl da toplumu büyük bir felakete götürdüğünü, halen fark edemediğinizi de daha önceden gördüm. Sosyal yaşama ara vermeniz ve yeniden kurgulamanız gerek. Maskeyle mesafeyle ve hijyen kuralları ile bir kez daha yüzleşmeniz gerek. Nefes almak, yaşamak istiyorsanız tabi ki, karar sizin."
İskenderun´da 2.500 eve dezenfekte
İskenderun Belediyesinin de son iki ayda 2.500´e yakın evde dezenfekte çalışması yaptığı belirtildi. Gazetemize açıklama yapan İskenderun Belediyesinde görevli bir kişi, "Koronavirüs hastalığına yakalanan ya da bir hastayla temaslı olduğu bilinen veya korona endişesiyle evini dezenfekte etmek isteyip, belediyeye bu isteğini iletenlerin evleri dezenfekte edildi. Belediye temizlik işleri müdürlüğü ekipleri, İskenderun´da son iki ayda 2.500 evde dezenfekte çalışmasında bulundu. Bu çalışma devam ediyor" açıklamasında bulundu.