Millî Eğitim Bakanlığı, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda eğitimde yapay zekâ destekli dijital dönüşümü başlattı. Öğrencilerin bireysel öğrenme hızına göre şekillenen sistemle öğretmenler veriyle rehberlik yapacak, veliler çocuklarının gelişimini anlık olarak takip edebilecek.
Millî Eğitim Bakanlığı, Türkiye Yüzyılı vizyonuna paralel olarak eğitimde fırsat eşitliğini dijital teknolojilerle güçlendirmeyi hedefleyen köklü bir dönüşüm başlattı. Bu kapsamda hazırlanan “Eğitimde Yapay Zekâ Politika Belgesi ve Eylem Planı (2025-2029)”, öğrencilerin bireysel farklılıklarına duyarlı, etik ve kapsayıcı bir dijital eğitim ortamı oluşturmayı amaçlıyor.Her Öğrenciye Özel Dijital Kılavuz
Yapay zekâ destekli MEBİ Bireysel Öğrenme Platformu, öğrencilerin öğrenme süreçlerini bireyselleştirmek, gelişimlerini anlık olarak izlemek ve ihtiyaç duydukları alanlarda yönlendirme yapmak amacıyla geliştirildi.
2024 yılında lise ve mezun öğrencilerle başlayan uygulama, 2025 itibarıyla ortaokul öğrencilerine de açılarak yaygınlaştırıldı.
MEBİ Platformu, öğrencinin seviyesine göre sorular yönelten adaptif test sistemiyle öne çıkıyor. Yapay zekâ, öğrencinin güçlü ve zayıf yönlerini analiz ederek kişiye özel çalışma planı oluşturuyor. Platformun sanal asistanı “Kanka”, öğrencinin rehberi gibi çalışıyor; sesli özetler, video anlatımlar ve anlık yönlendirmelerle öğrenmeyi kolaylaştırıyor.Pilot Uygulamalarda Başarı Oranı Yükseldi
Platform ilk olarak pilot olarak belirlenen illerde kullanılırken elde edilen veriler dikkat çekici oldu. Öğrenciler konuları daha hızlı ve kalıcı öğrenirken, öğretmenlerin raporlama yükünün belirgin şekilde azaldığı belirlendi. Veliler ise platform aracılığıyla çocuklarının gelişimini doğrudan ve güvenli biçimde takip edebiliyor.
Bu veriler, yapay zekânın eğitimde sadece bir teknoloji değil, öğrenme sürecinin stratejik bir bileşeni haline geldiğini ortaya koyuyor.Müfredatta da Yapay Zekâ Dönemi
Bakanlık, sadece platformlarla değil müfredatla da geleceği inşa ediyor.
BİLSEM’lerde yapay zekâ atölyeleri kurulurken, ilkokul ve ortaokullarda “Yapay Zekâ Uygulamaları” ve “Robotik Kodlama” dersleri seçmeli olarak okutulmaya başlandı.
Ders kitaplarında ve dijital içeriklerde artık yapay zekâ tabanlı görsel ve video üretimi yapılıyor.Eğitimde Erişilebilirlik ve Eşitlik
MEB sadece akademik başarıya değil, eşit erişime de odaklanıyor.
Özel eğitim ihtiyacı olan öğrenciler için sesli okuma sistemleri, işitme engelliler için altyazı ve işaret dili teknolojileri geliştiriliyor.
Yapay zekâ destekli İngilizce ve Türkçe dil eğitiminde, öğrencilerin seviyesine uygun bireyselleştirilmiş içerikler üzerinde de çalışılıyor.Türkiye, Eğitim Teknolojilerinde Model Olacak
Bu kapsamlı dönüşümle Türkiye, dijital eğitim teknolojilerinde yalnızca kullanıcı değil, aynı zamanda model oluşturan ve teknoloji ihraç eden bir ülke olmayı hedefliyor.ABDULVAHİT GÜRASLAN
Millî Eğitim Bakanlığı, Türkiye Yüzyılı vizyonuna paralel olarak eğitimde fırsat eşitliğini dijital teknolojilerle güçlendirmeyi hedefleyen köklü bir dönüşüm başlattı. Bu kapsamda hazırlanan “Eğitimde Yapay Zekâ Politika Belgesi ve Eylem Planı (2025-2029)”, öğrencilerin bireysel farklılıklarına duyarlı, etik ve kapsayıcı bir dijital eğitim ortamı oluşturmayı amaçlıyor.Her Öğrenciye Özel Dijital Kılavuz
Yapay zekâ destekli MEBİ Bireysel Öğrenme Platformu, öğrencilerin öğrenme süreçlerini bireyselleştirmek, gelişimlerini anlık olarak izlemek ve ihtiyaç duydukları alanlarda yönlendirme yapmak amacıyla geliştirildi.
2024 yılında lise ve mezun öğrencilerle başlayan uygulama, 2025 itibarıyla ortaokul öğrencilerine de açılarak yaygınlaştırıldı.
MEBİ Platformu, öğrencinin seviyesine göre sorular yönelten adaptif test sistemiyle öne çıkıyor. Yapay zekâ, öğrencinin güçlü ve zayıf yönlerini analiz ederek kişiye özel çalışma planı oluşturuyor. Platformun sanal asistanı “Kanka”, öğrencinin rehberi gibi çalışıyor; sesli özetler, video anlatımlar ve anlık yönlendirmelerle öğrenmeyi kolaylaştırıyor.Pilot Uygulamalarda Başarı Oranı Yükseldi
Platform ilk olarak pilot olarak belirlenen illerde kullanılırken elde edilen veriler dikkat çekici oldu. Öğrenciler konuları daha hızlı ve kalıcı öğrenirken, öğretmenlerin raporlama yükünün belirgin şekilde azaldığı belirlendi. Veliler ise platform aracılığıyla çocuklarının gelişimini doğrudan ve güvenli biçimde takip edebiliyor.
Bu veriler, yapay zekânın eğitimde sadece bir teknoloji değil, öğrenme sürecinin stratejik bir bileşeni haline geldiğini ortaya koyuyor.Müfredatta da Yapay Zekâ Dönemi
Bakanlık, sadece platformlarla değil müfredatla da geleceği inşa ediyor.
BİLSEM’lerde yapay zekâ atölyeleri kurulurken, ilkokul ve ortaokullarda “Yapay Zekâ Uygulamaları” ve “Robotik Kodlama” dersleri seçmeli olarak okutulmaya başlandı.
Ders kitaplarında ve dijital içeriklerde artık yapay zekâ tabanlı görsel ve video üretimi yapılıyor.Eğitimde Erişilebilirlik ve Eşitlik
MEB sadece akademik başarıya değil, eşit erişime de odaklanıyor.
Özel eğitim ihtiyacı olan öğrenciler için sesli okuma sistemleri, işitme engelliler için altyazı ve işaret dili teknolojileri geliştiriliyor.
Yapay zekâ destekli İngilizce ve Türkçe dil eğitiminde, öğrencilerin seviyesine uygun bireyselleştirilmiş içerikler üzerinde de çalışılıyor.Türkiye, Eğitim Teknolojilerinde Model Olacak
Bu kapsamlı dönüşümle Türkiye, dijital eğitim teknolojilerinde yalnızca kullanıcı değil, aynı zamanda model oluşturan ve teknoloji ihraç eden bir ülke olmayı hedefliyor.ABDULVAHİT GÜRASLAN