Enerji ve maden alanlarına yönelik düzenlemeler içeren "Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'nda kabul edildi. Kanun teklifinin komisyondaki görüşmeleri yaklaşık 26 saat sürdü.
Gergin başlayan toplantı, 28. Dönem 3. Yasama Yılı'nın en uzun süreli komisyon toplantısı olarak kayıtlara geçti. Toplantıda, çevreci kuruluşlardan Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç da yer alarak, kanunda yapılacak değişikliklerin sonuçlarına ilişkin konuşma yaptı.
Kılıç, TBMM Genel Kurulunda görüşülecek olan yasa tasarısının sivil toplum uzmanlarının talepleri ve uyarılarına rağmen komisyondan geçmesinin, üzücü olduğunu söyledi.
Doğa korumacılar, uzmanlar, akademisyenler, köylüler, karar vericiler, madenciler ve işçilerin ne yazık ki bir çatışma halinde olduklarını ifade eden Kılıç, “Biz sivil toplum olarak bu çatışmadan ne besleniyoruz ne de memnunuz. Doğa Derneği, Dünya Doğa Koruma Kurumu'nun üyesidir. Teknik bir kurumdur. TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'nda konuşulan maden, enerji firmalarının ÇED’ler için kullandığı tüm verilerin veri tabanına sahip tek sivil toplum kuruluşudur ve ilgili Bakanlıkla da verileri paylaşan bir kurumdur” dedi. Kılıç, buna rağmen ne yazık ki sürekli Anadolu’nun her köşesinden ‘Bize yardım edin. Şu proje bizim evimizi yok ediyor, şu proje bizim gölümüzü tehdit ediyor’ mesajları ve telefonları almaktan çok yorgun olduklarını belirterek, şöyle konuştu:“Savaşları konuşuyoruz, madenleri konuşuyoruz. Evet enerjiye, madene tabii ki ihtiyacımız var, hepimiz kullanıyoruz. Fakat gıda güvenliğini, su güvenliğini, yaşam haklarımızı konuşmuyoruz. Bir savaş çıktığında ilk ihtiyacımızın, milli güvenliğin ilk koşulu su ve tarım olduğunu, gıda olduğunu ve bize bunu sağlayan ekosistemleri yaşatmak zorunda olduğumuzu hatırlatmak istiyorum. Bu kanun teklifi ile ilgili komisyonda söylenenlere karşı ikna olmuş değiliz. Bu kanun teklifinin uluslararası sözleşmelere, ulusal mevzuat ve Anayasaya aykırı olduğunu görüyoruz. Doğu Derneği olarak hem ulusal hem uluslararası hem yerel ağlarla birlikte buna karşı duracağız.”
(Haber Merkezi)ABDULVAHİT GÜRASLAN
Gergin başlayan toplantı, 28. Dönem 3. Yasama Yılı'nın en uzun süreli komisyon toplantısı olarak kayıtlara geçti. Toplantıda, çevreci kuruluşlardan Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç da yer alarak, kanunda yapılacak değişikliklerin sonuçlarına ilişkin konuşma yaptı.
Kılıç, TBMM Genel Kurulunda görüşülecek olan yasa tasarısının sivil toplum uzmanlarının talepleri ve uyarılarına rağmen komisyondan geçmesinin, üzücü olduğunu söyledi.
Doğa korumacılar, uzmanlar, akademisyenler, köylüler, karar vericiler, madenciler ve işçilerin ne yazık ki bir çatışma halinde olduklarını ifade eden Kılıç, “Biz sivil toplum olarak bu çatışmadan ne besleniyoruz ne de memnunuz. Doğa Derneği, Dünya Doğa Koruma Kurumu'nun üyesidir. Teknik bir kurumdur. TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'nda konuşulan maden, enerji firmalarının ÇED’ler için kullandığı tüm verilerin veri tabanına sahip tek sivil toplum kuruluşudur ve ilgili Bakanlıkla da verileri paylaşan bir kurumdur” dedi. Kılıç, buna rağmen ne yazık ki sürekli Anadolu’nun her köşesinden ‘Bize yardım edin. Şu proje bizim evimizi yok ediyor, şu proje bizim gölümüzü tehdit ediyor’ mesajları ve telefonları almaktan çok yorgun olduklarını belirterek, şöyle konuştu:“Savaşları konuşuyoruz, madenleri konuşuyoruz. Evet enerjiye, madene tabii ki ihtiyacımız var, hepimiz kullanıyoruz. Fakat gıda güvenliğini, su güvenliğini, yaşam haklarımızı konuşmuyoruz. Bir savaş çıktığında ilk ihtiyacımızın, milli güvenliğin ilk koşulu su ve tarım olduğunu, gıda olduğunu ve bize bunu sağlayan ekosistemleri yaşatmak zorunda olduğumuzu hatırlatmak istiyorum. Bu kanun teklifi ile ilgili komisyonda söylenenlere karşı ikna olmuş değiliz. Bu kanun teklifinin uluslararası sözleşmelere, ulusal mevzuat ve Anayasaya aykırı olduğunu görüyoruz. Doğu Derneği olarak hem ulusal hem uluslararası hem yerel ağlarla birlikte buna karşı duracağız.”
(Haber Merkezi)ABDULVAHİT GÜRASLAN