Kudüs, insanlığın en köklü mirasına şahitlik eden cihanşümul bir değerdir. İmanlı bir duruşun, vahye sabitlenmiş bir istikametin ve muhabbete dayanan bir yönelişin sembolüdür. Nice peygamberin aziz hatırasını taşıyan bir İslam şehridir. İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksâ oradadır. Sevgili Peygamberimiz, hutbemin başında okuduğum hadisi-i şerifte şöyle buyurmaktadır: “Yeryüzünde ibadet gayesiyle sadece üç mescid için yolculuğa çıkılır: Mescid-i Harâm, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksâ.” Kudüs, “dârü’s-selâm” diye anılır, yani barışın şehridir. Kudüs, Müslümanların hâkimiyetinde asırlarca özgürlüğün ve adaletin sembolü olmuştur. Sadece müminlerin değil, herkesin ibadetini rahatça yapabildiği, huzur içinde yaşayabildiği bir belde olarak yönetilmiştir. Ancak işgal edildiği günden beri Kudüs, huzuru ve barışı unutmuştur. Kudüs mahzundur. Avlusundan eksik olmayan çatışma, hakaret ve zulümlerin gölgesinde, Mescid-i Aksâ mahzundur. Aslında bu işgal, müminlerin birliğini, beraberliğini ve mukaddes değerlerini hedef almaktadır. Müslümanların öz vatanlarında, kendi camilerinde ibadet etmelerine engel olmaktadır. Hâlbuki Allah’ın mescitlerine zarar veren ve müminleri ibadetten alıkoyanlar hakkında Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Allah’ın mescitlerinde O’nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olması için çalışandan daha zalim kim olabilir? Aslında bunların oralara ancak korka korka girmeleri gerekir. Böyleleri için dünyada zillet, âhirette ise büyük azap vardır.”
Yazarlar
Yayınlanma: 18 Mayıs 2020 - 16:20
Kudüs
Kudüs, insanlığın en köklü mirasına şahitlik eden cihanşümul bir değerdir
Yazarlar
18 Mayıs 2020 - 16:20