Kohezyon, molekül çekim kuvveti demektir ve aynı cins moleküllerin arasındaki çekim kuvvetine denir. Kohezyon sıvı ve katı maddelerde görülür, gazlarda ihmal edilebilecek kadar küçüktür. Bu maddelerin moleküllerindeki pozitif ve negatif yükler arasında oluşur. Bağların ömrü saniyenin trilyonda biri kadardır; ancak komşu moleküller arasında sürekli yeni bağ kurulur ve bu da bileşiği bir arada tutar.
Bu olgu sonucunda sıvılardaki yüzey gerilimi adı verilen olgu meydana gelir.
Bir maddenin molekülleri ile diğer bir maddenin molekülleri arasında da çekme kuvvetleri mevcuttur ve buna da adhezyon adı verilir. Bir bardak içerisindeki suyu ele aldığımızda; su moleküllerinin kendi aralarındaki çekme kuvvetleri kohezyon, bardak molekülleri ile su molekülleri arasındaki çekim kuvvetleri ise adhezyondur.
Islaklık hissi de, doğal olarak bu iki kuvvet arasındaki etkileşim ile ilişkilidir. Hatta kimya ve fizikte “ıslaklık” veya “ıslanma”, bu kuvvetler arasındaki bağıntıya göre adlandırılır:
Adhezyon kohezyondan büyükse ıslanma koşulu, kohezyon adhezyondan büyükse ıslanmama koşulu var demektir.
Örneğin; kohezyonu çok yüksek olan civa cam bir kaba konulduğunda, camın çeperlerine yapışmaz Bu bilgiler akla şöyle bir soru getirmektedir: Suyun kohezyon kuvveti civa kadar yüksek olsaydı?. Eğer böyle olsaydı, ıslanamadığımız için ne banyo yapabilirdik, ne de giysilerimizi yıkayabilirdik. Kısacası yaşam kaynağımız olan sudan yararlanamazdık. Eşsiz Yaratıcı Allah yaşamımızın kaynağı olan suyu, en uygun özellikleriyle yaratmış ve hizmetimize vermiştir. Şüphesiz en üstün ilim sahibi Yüce Allah’ın böyle mükemmel yaratmasında da bir hikmet ve bir amaç vardır:
Biz, gökleri, yeri ve her ikisinin arasındakilerini hakkın dışında (herhangi bir amaçla) yaratmadık. Hiç şüphesiz o saat de yaklaşarak-gelmektedir; öyleyse (onlara karşı) güzel davranışlarla davran. (Hicr Suresi, 84)
Bu olgu sonucunda sıvılardaki yüzey gerilimi adı verilen olgu meydana gelir.
Bir maddenin molekülleri ile diğer bir maddenin molekülleri arasında da çekme kuvvetleri mevcuttur ve buna da adhezyon adı verilir. Bir bardak içerisindeki suyu ele aldığımızda; su moleküllerinin kendi aralarındaki çekme kuvvetleri kohezyon, bardak molekülleri ile su molekülleri arasındaki çekim kuvvetleri ise adhezyondur.
Islaklık hissi de, doğal olarak bu iki kuvvet arasındaki etkileşim ile ilişkilidir. Hatta kimya ve fizikte “ıslaklık” veya “ıslanma”, bu kuvvetler arasındaki bağıntıya göre adlandırılır:
Adhezyon kohezyondan büyükse ıslanma koşulu, kohezyon adhezyondan büyükse ıslanmama koşulu var demektir.
Örneğin; kohezyonu çok yüksek olan civa cam bir kaba konulduğunda, camın çeperlerine yapışmaz Bu bilgiler akla şöyle bir soru getirmektedir: Suyun kohezyon kuvveti civa kadar yüksek olsaydı?. Eğer böyle olsaydı, ıslanamadığımız için ne banyo yapabilirdik, ne de giysilerimizi yıkayabilirdik. Kısacası yaşam kaynağımız olan sudan yararlanamazdık. Eşsiz Yaratıcı Allah yaşamımızın kaynağı olan suyu, en uygun özellikleriyle yaratmış ve hizmetimize vermiştir. Şüphesiz en üstün ilim sahibi Yüce Allah’ın böyle mükemmel yaratmasında da bir hikmet ve bir amaç vardır:
Biz, gökleri, yeri ve her ikisinin arasındakilerini hakkın dışında (herhangi bir amaçla) yaratmadık. Hiç şüphesiz o saat de yaklaşarak-gelmektedir; öyleyse (onlara karşı) güzel davranışlarla davran. (Hicr Suresi, 84)