Bugünlerde medya da şu başlıkları görüyoruz. Koşu bandında koşarken kalp krizinden öldü, aşırı egzersiz ve hızlı kilo kaybından dolayı bulunduğu zayıflama merkezinden kalp krizi geçiren 18 yaşındaki genç kız öldü. Konuyla ilişkisi olmayan bir beslenme uzmanı kalkıp spor yapmanın gereğinden bahsediyor. Çok değil bundan birkaç yıl önce genç bir İzmir milletvekilini tenis oynarken kalp krizi sonrası kaybetmiştik. Profesyonel bir futbolcunun sahanın ortasında yere yıkıldığını gördük.
Spor ve sağlık ülkemizin sağlık gündemini son yıllarda işgal eden önemli konu başlıklarındandır. Acaba spor yapmak gerçekten çok mu masum? Herkes spor yapabilir mi? Ne kadar spor yapabilir?
Hangi sporları yapabilir? Spor yaparken neler gereklidir?
Her şeyden önce kalp hastalığı, kontrolsüz yüksek tansiyonu, diyabeti olanların, ciddi ortopedik sorunları, nörolojik ve görme ve diğer duyu sorunları olanların uluslararası kılavuzlara baktığımızda kesinlikle ilgili uzmanlık alanlarındaki hekimlere danıştıktan sonra bir spor aktivitesinde bulunmaları gereklidir. Ciddi tiroid sorunları, böbrek üstü bezi yetmezliği olanlar ile herhangi bir nedenden dolayı yeni ameliyat olanların bir spor aktivitesi için ilgili hekimlerine danışmaları gereklidir. 10 yılı geçkin diyabetik hastaların kan şekerleri düzenli ve kontrol altında olsa da muhakkak bir kardiyoloji konsültasyonu ile birlikte kardiyak stres testinin uygulanmasından sonra spor konusunda ilgili hekimden bir olur alması gereklidir. Yetişkin nüfusumuzun %10-30 arası kişide kilo, diyabet, hipertansiyon, kötü huylu kolesterol, obezite ve kalp-damar hastalığı gibi rahatsızlıklardan bir veya birden fazlası bulunmaktadır. Sporda en önemli engel kardiyak sorunlardır. Şeker hastalarında kontrolsüz şeker, şekerin çok yükselmesi veya kan şekerindeki çok sık inmeler-çıkmalar spor yapmaya engel oluşturabilir. İleri düzeydeki şekere bağlı göz kanamaları ve bozuklukları, sinir sistemindeki şekere bağlı tahribat (nöropati), ayak yaraları ve böbrek yetmezliği spor yapamaya engel oluşturabilir. İleri şişmanlığa bağlı solunum sıkıntısı, eklem sorunları bazı sporların yapılmasına engel olabilir.
Spor yapmaya başlamadan önce her şeyden önce bir genel muayeneden geçilmelidir. Kan basıncının birden çok ölçümü önemlidir. Ailede daha önce var olan kalp hastalığı öyküsü, ani ölüm öyküleri daha ileri inceleme için hekimi uyarmalıdır. Kan şekeri kansızlık testleri, böbrek fonksiyonları, vücut tuzları, karaciğer fonksiyonları bakılmalı, elektrokardiyografi ve gereğinde kardiyak stres testi uygulanmalıdır.
Spor yaparken kişinin beklentileri ve zevkleri de önemlidir. Kilo vermek için yürüyüş, koşu ve yüzme gibi sporlar öncelikli tutulmalıdır. Kas gelişimi için güç gerektiren sporlar ve ağırlık çalışmaları önemlidir. Spor programı için spora başlanmadan önce bir spor hekiminin denetiminde spor hocasından destek alınabilir. Çok sıcak ve nemli ortamlarda spor yapmaktan kaçınmalıyız. Aşırı trafiğin, çevre ve hava kirliliğinin, karanlık ve loş ortamların olduğu yerlerde spordan kaçınmalıyız. Eğer diyabetimiz metabolik sendromumuz ve kilo fazlalığımız varsa aç karnına spor yapmaktan kaçınmalıyız. Yoksa kan şekerimizde ciddi düşmeler olacaktır. Spordan önceki öğünümüzde tatlılardan ve kan şekerini artıran gıdalardan mümkünse uzak durmalıyız. Spordan önce bol sıvı özellikle su içmeliyiz. Eğer diyabetimiz var ve kan şekeri düşürücü ilaç ya da insülin kullanıyorsak ilgili ilaç ve insülin dozlarını düşürmeliyiz. Bu ilaç dozlarını kesinlikle ilgili hekim tarafından ayarlanmalıdır. 30 dakika veya daha uzun süren bir spor aktivitesinde muhakkak ara öğün ve sıvı alınmalıdır. Spordan hemen sonra ve spordan sonraki 2. saat kesinlikle kan şekerini ölçmemiz olası bir kan şekeri düşüklüğü açısından önemlidir. Amerikan cerrahi birliği kılavuzuna göre kilo verimi için ideal olan haftada 6 gün toplam 2000-2500 kaloriye denk gelecek şekilde mümkünse gün içerisinde iki ayrı periyot içerisinde olacak şekilde 30-50 dakikayı kapsayan orta tempoda yürüyüş veya yüzmenin başlangıç için yeterli olduğudur. Sporu haftada 6 gün ve gün içerisine yaymanın avantajı 24 saat boyunca vücudun genel yakma kapasitesini en üst düzeyde tutarak sürekli bir kilo verimini sağlamasıdır. Bir obez hasta da haftada ortalama 1 kg kadar ağırlık kaybı yeterlidir.
Vücut yapısı
Vücut yapısı, yağsız vücut ağırlığı ile vücut yağ ağırlığının toplamının oluşturduğu bütün yapıdır. İdeal boy/kilo oranlamasını gösteren birçok cetvel vardır. Fakat hiçbiri vücuttaki yağ yüzdesini göstermez. Vücuttaki yağ oranı, sadece basit yağ ölçüm araçları (skinfold) ile ölçülebilir. Birçok araştırma, düzenli ve planlı yapılan sportif aktiviteler sonunda, vücuttaki yağ oranında azalma olduğunu göstermiştir.
Az yağ yüzdesine sahip olmak, hiçbir zaman az kiloya sahip olmak anlamına gelmemektedir. Çünkü kaslar, yağlardan daha ağır olama özelliğine sahiptir. Bunun anlamı, aynı ağırlığa sahip yağ, aynı ağırlıktaki bir kastan daha fazla alanı işgal eder. Vücuttaki fazla yağ oranını azaltmak için yapılabilecek en iyi egzersizler, kalp-damar sisteminin geliştirilmesi için yapılan aktivitelerdir.