Bu kabul edilebilir bir şey değil.
Bu tam bir kepazelik.
Ne İslam Ahlakında, ne Türk töresinde, ne de geleneklerimizde evine gelen bir insana böyle davranılmaz.
Düşmanın bile olsa yanına gelen bir insana hoş davranılır ikram edilir.
Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan çirkin saldırıdan bahsediyorum.
Cenaze taziyesi için şehit ailesinin yanına geliyor.
Ancak birkaç kendini bilmez tarafından adeta linç girişimine uğruyor ve topluluk provoke ediliyor.
Elbette ki şehidimizin ailesinin ve halkımızın derin acısını anlıyorum.
Elbette ki duygunun ve öfkenin tavan yapmasını anlıyorum.
Ancak bunu ifade etmenin yolu sizin evinize gelmiş bir insana şiddet göstermek midir?
Böyle bir olay en başta kimleri sevindirir dersiniz?
PKK dağda bayram yapmaz mı?
Oluşan kaos ortamı Türkiye hakkında hesap yapanların ellerini ovuşturmasına neden olmaz mı?
CHP’nin siyasi politikalarını beğenir veya beğenmezsiniz.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylemlerinden memnun olur veya olmazsınız.
Ancak bunu göstermenin yolu şiddet uygulamak, gelen misafire yumruk atmak mı olmalıdır?
Cumhurbaşkanı’nın “demiri soğutmak lazım” dediği bir zaman diliminde ateşe körükle gitmek değil midir bu?
“Türkiye ittifakı”nın konuşulduğu bir ortamda halkın ortasına dinamit koymaktan ne farkı vardır bu durumun?
Evet, sağduyu çağrısı yapmak, sükûnet tavsiye etmek ve bu minvalde mesajlar vermek gerekir.
Özellikle siyasilerimiz kullandıkları dile olağanüstü dikkat etmeleri gerekir.
Ancak bu olayında peşini bırakmamak gerekir diye düşünüyorum. Eğer iddia edildiği gibi bu dışarıdan gelen bir gurubun provokasyonu ise açığa çıkarılmalı, savcılık gerekli işlemleri başlatmalıdır.
Değilse sosyal sebepleri üzerine kafa yorulmalı, düşmanları sevindirecek bu kutuplaşmanın biran önce sona ermesi için siyasiler konuşma dili de dahil her türlü tedbiri almalıdır.
Aynı gün Sri Lanka’daki 290 kişinin ölümüne neden olan terör saldırıları dünyanın nasıl bir yere doğru savrulduğunun açık bir göstergesidir.
Adeta Yeni Zelanda’daki katliama misilleme görüntüsü veren bu saldırılar derin güçlerin dünya üzerinde oynamaya çalıştığı yeni oyunların ipuçlarını vermektedir.
Evangelistlerin hesabının bir Müslüman, Hırıstiyan çatışması istedikleri bilinen bir gerçek iken kendi içimizde bir kavgaya sebebiyet verecek her türlü kışkırtmalardan uzak kalmalıyız.
Hepimiz aynı gemide bulunmaktayız. Geminin su alması hepimiz için bir felaket olacağını söylemeye gerek yoktur.
Yapılacak şey Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı en üst düzeyde kınamak ve gerekli tedbirleri oluşturmaktır.
Şiddet ancak acizlerin işidir.
Bu tam bir kepazelik.
Ne İslam Ahlakında, ne Türk töresinde, ne de geleneklerimizde evine gelen bir insana böyle davranılmaz.
Düşmanın bile olsa yanına gelen bir insana hoş davranılır ikram edilir.
Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan çirkin saldırıdan bahsediyorum.
Cenaze taziyesi için şehit ailesinin yanına geliyor.
Ancak birkaç kendini bilmez tarafından adeta linç girişimine uğruyor ve topluluk provoke ediliyor.
Elbette ki şehidimizin ailesinin ve halkımızın derin acısını anlıyorum.
Elbette ki duygunun ve öfkenin tavan yapmasını anlıyorum.
Ancak bunu ifade etmenin yolu sizin evinize gelmiş bir insana şiddet göstermek midir?
Böyle bir olay en başta kimleri sevindirir dersiniz?
PKK dağda bayram yapmaz mı?
Oluşan kaos ortamı Türkiye hakkında hesap yapanların ellerini ovuşturmasına neden olmaz mı?
CHP’nin siyasi politikalarını beğenir veya beğenmezsiniz.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylemlerinden memnun olur veya olmazsınız.
Ancak bunu göstermenin yolu şiddet uygulamak, gelen misafire yumruk atmak mı olmalıdır?
Cumhurbaşkanı’nın “demiri soğutmak lazım” dediği bir zaman diliminde ateşe körükle gitmek değil midir bu?
“Türkiye ittifakı”nın konuşulduğu bir ortamda halkın ortasına dinamit koymaktan ne farkı vardır bu durumun?
Evet, sağduyu çağrısı yapmak, sükûnet tavsiye etmek ve bu minvalde mesajlar vermek gerekir.
Özellikle siyasilerimiz kullandıkları dile olağanüstü dikkat etmeleri gerekir.
Ancak bu olayında peşini bırakmamak gerekir diye düşünüyorum. Eğer iddia edildiği gibi bu dışarıdan gelen bir gurubun provokasyonu ise açığa çıkarılmalı, savcılık gerekli işlemleri başlatmalıdır.
Değilse sosyal sebepleri üzerine kafa yorulmalı, düşmanları sevindirecek bu kutuplaşmanın biran önce sona ermesi için siyasiler konuşma dili de dahil her türlü tedbiri almalıdır.
Aynı gün Sri Lanka’daki 290 kişinin ölümüne neden olan terör saldırıları dünyanın nasıl bir yere doğru savrulduğunun açık bir göstergesidir.
Adeta Yeni Zelanda’daki katliama misilleme görüntüsü veren bu saldırılar derin güçlerin dünya üzerinde oynamaya çalıştığı yeni oyunların ipuçlarını vermektedir.
Evangelistlerin hesabının bir Müslüman, Hırıstiyan çatışması istedikleri bilinen bir gerçek iken kendi içimizde bir kavgaya sebebiyet verecek her türlü kışkırtmalardan uzak kalmalıyız.
Hepimiz aynı gemide bulunmaktayız. Geminin su alması hepimiz için bir felaket olacağını söylemeye gerek yoktur.
Yapılacak şey Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı en üst düzeyde kınamak ve gerekli tedbirleri oluşturmaktır.
Şiddet ancak acizlerin işidir.