Yazılı kaynaklara göre, Keldağ (Cebel-i Akra) üzerinde dünyanın en büyük üçüncü şehri olan Montblace şehri kurulmuş. Kel dağın volkanik bir dağ olması nedeniyle volkanın patlaması sonucu şehrin yok olduğuna yer veriliyor. Tarih süreci içerisinde ipek yolunun ve diğer bütün kervan yollarının buradan geçtiğine yer verilmektedir.
Yayladağı adı (1084-1098 yıllarında) Osmanlı döneminde, yakınında buluna ve 1759 metre yüksekliğinde olan ( Keldağ) Cebel-i Akra veya Mont cassius dağından adını almıştır. 1527 yılı Halep tapu tahrir defterine göre, 51 köy,93 mezrası bulunuyordu. 1860 yıllarında Halep merkez sancağın Cisri Suğur kazasına bağlı iken,1900 yılından itibaren Cebel-i Akra adı ile bir nahiye merkezi olmuştur. Evliya çelebinin seyahatnamesinde Trablus Şam’a bağlı “Ordu” Köyünden söz etmektedir.
Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi dönüşünde, ordusu burada konaklamış ve bu yüzden de buraya "Ordu Muradiye " ismi verilmiştir. Cumhuriyetin ilânından sonra, 1946 yılında Yayladağı olarak değiştirilmiştir.
Hatay’ın Fransızlar tarafından işgal edilişi ve İskenderun sancağının kurulmasının ardından,12 Eylül 1920 yılında Ordu nahiyesi ve bağlı köyleri Cısır Şugur dan dan alınıp, İskenderun sancağına bağlandı. 1921 yılında da, Türkmenlerle meskûn Bayır-Bucak ve Basit bölgeleri de İskenderun sancağından alıp Lazkiye’ye bağlandı.
Ordu ise Antakya’ya bağlı bir nahiye olarak kaldı. 8 -12-1938 yılında Hatay meclisine verilen Ordu’nun kaza olması ile ilgili tezkere 7 Ekim 1938 tarihinde görüşüldü ve Ordu Nahiye iken resmen kaza oldu. Bu Hatay devleti döneminde kaza haline getirilen ilk yerleşim birimidir.
Yayladağı adı (1084-1098 yıllarında) Osmanlı döneminde, yakınında buluna ve 1759 metre yüksekliğinde olan ( Keldağ) Cebel-i Akra veya Mont cassius dağından adını almıştır. 1527 yılı Halep tapu tahrir defterine göre, 51 köy,93 mezrası bulunuyordu. 1860 yıllarında Halep merkez sancağın Cisri Suğur kazasına bağlı iken,1900 yılından itibaren Cebel-i Akra adı ile bir nahiye merkezi olmuştur. Evliya çelebinin seyahatnamesinde Trablus Şam’a bağlı “Ordu” Köyünden söz etmektedir.
Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi dönüşünde, ordusu burada konaklamış ve bu yüzden de buraya "Ordu Muradiye " ismi verilmiştir. Cumhuriyetin ilânından sonra, 1946 yılında Yayladağı olarak değiştirilmiştir.
Hatay’ın Fransızlar tarafından işgal edilişi ve İskenderun sancağının kurulmasının ardından,12 Eylül 1920 yılında Ordu nahiyesi ve bağlı köyleri Cısır Şugur dan dan alınıp, İskenderun sancağına bağlandı. 1921 yılında da, Türkmenlerle meskûn Bayır-Bucak ve Basit bölgeleri de İskenderun sancağından alıp Lazkiye’ye bağlandı.
Ordu ise Antakya’ya bağlı bir nahiye olarak kaldı. 8 -12-1938 yılında Hatay meclisine verilen Ordu’nun kaza olması ile ilgili tezkere 7 Ekim 1938 tarihinde görüşüldü ve Ordu Nahiye iken resmen kaza oldu. Bu Hatay devleti döneminde kaza haline getirilen ilk yerleşim birimidir.