Ashab-ı Kiram'dan Vail bin Hucr (radıyallâhü anh)
anlattı:
Resulullah Muhammed Mustafa'nın (sallallâhü
aleyhi ve sellem), Peygamberligini isitince
kavmimin temsilcisi olarak yola çıktım, Medine'ye
geldim. Beni, Ashab-ı Kiram'dan bazı zatlar
karsıladı ve “Sen yanımıza gelmeden üç gün önce,
Resulullah senin gelisini bize müjdelemis ve “Vail
bin Hucr size geliyor” buyurmustu” dediler. Sonra
Resulullah Efendimizin (s.a.v.) huzuruna girdim.
Beni güzel karsılayıp alaka gösterdi, yakınına aldı
ve ridasını yayıp üzerine oturttu. Sonra insanları
çagırdı. Toplandıklarında minber üzerine çıktı, beni
de yanına çıkardı. Biraz asagısında bulunuyordum.
Sonra Allâh'a hamd etti ve buyurdu ki: “Ey insanlar!
Bu, Vâil bin Hucr'dur. Uzak beldelerden;
Hadramevt'ten bir zorlayan olmadan, itaat ederek
size geldi. Kendisi eski sultanlar neslinin sonudur.
Ey Vail, Allah seni ve ogullarını mübarek kılsın”
buyurdu. Sonra minberden indi ve beni de indirdi.
Medine'de müsâfir edilmem için uzakça bir evi
münasib görüp Muâviye bin Ebî Süfyan'a (r.a) beni
oraya götürmesini emretti. Öglenin kızgın
sıcagında yola çıktık. Biraz yol aldıgımızda
Muâviye bana: “Ey Vail, kızgın kumlar ayagımın
altını yakıp kavurdu. Beni devenin terkisine al”
dedi.