Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar, 2023-2030 İklim Değişikliği Azaltım Eylem Planı'nın temel amacının 2030 yılına kadarki olağan senaryoya göre yüzde 41 sera gazı emisyonu azaltım hedefine ulaşmak olduğunu, Ulusal İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı kapsamında ise 11 sektör özelinde stratejik hedefler ve uyum eylemleri belirlendiğini söyledi.
Nihai amacın küresel ortalama sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlandırmak olduğu ve Türkiye'nin 10 Kasım 2021 tarihi itibarıyla resmi olarak taraf olduğu Paris Anlaşması, küresel bazda emisyonları en kısa sürede tepe noktasına ulaştırarak yüzyıl ortasında net sıfır olunmasını hedefliyor. Paris Anlaşması'nın ve uzun vadeli iklim hedeflerine ulaşılmasının merkezinde yer alan Ulusal Katkı Beyanları (NDC'ler), her ülkenin kendi koşullarına göre ve gönüllü olarak belirlediği ulusal emisyonları azaltma ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlama çabalarını somutlaştıran bildirimleri kapsıyor. İklim değişikliği azaltım ve uyum eylem planlarıyla ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Hasar, Türkiye'nin hem sera gazı emisyonu azaltımı alanında hem de iklim değişikliğine uyum kapsamında Ulusal İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı (2023-2030) ile İklim Değişikliği Azaltım Eylem Planı (2023-2030) olmak üzere iki ayrı eylem planı hazırladığını belirtti. Birbirini tamamlayıcı nitelikteki iki eylem planının, kapsadıkları sektörler ve iklim değişikliğine ilişkin yaklaşım anlamında önemli farklılıklar içerdiğini bildiren Hasar, ortak noktalarının ise iklim değişikliği ile mücadelede kilit ve öncelikli hedefler belirlenmesi olduğunu vurguladı. İklim Değişikliği Azaltım Eylem Planı'nın temel amacının, güncellenen Ulusal Katkı Beyanı ile belirlenen, 2030 yılına kadar olağan senaryoya göre yüzde 41 sera gazı emisyonu azaltım hedefine ulaşmak ve Türkiye'yi iklim değişikliğine daha dirençli hale getirmek olduğunu kaydeden Hasar, planın iklim değişikliğine yönelik hedeflere ulaşmak adına belirlenen dönem içerisinde enerji, sanayi, binalar, ulaştırma, tarım, atık, arazi kullanımı ve ormancılık olmak üzere 7 sektörde sera gazı emisyonunun azaltımına ilişkin bir yol haritası olduğuna işaret etti.
"Yenilenebilir enerjiye geçiş en kritik stratejik hedeflerden biri olarak öne çıkıyor"
HASAR, PLAN KAPSAMINDA SEKTÖREL ÇALIŞMALARDA ÖNE ÇIKAN STRATEJİK HEDEFLERLE İLGİLİ ŞU BİLGİLERİ VERDİ:
"Yenilenebilir enerjiye geçiş en kritik stratejik hedeflerden biri olarak öne çıkıyor. Bu kapsamda elektrifikasyon (elektrikle güç sağlama süreci) oranının, yenilenebilir enerjiye dayalı kurulu gücün ve biyoyakıt ve hidrojen gibi alternatif yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artırılması planlanıyor. Enerji verimliliğinin artırılması hemen her sektörde ön plana çıkan bir stratejik hedef ve sadece enerji üretimi konusunda değil, aynı zamanda sanayi, binalar, ulaştırma ve tarım gibi sektörlerde enerji kullanım süreçlerinin daha verimli bir şekilde yürütülmesi yoluyla enerji yoğunluğunun azaltılması planlanıyor. Bu noktada özellikle binalar sektöründe mevcut binalarda enerji verimliliğinin artırılmasının yanı sıra, yeni inşa edilecek binalar için Neredeyse Sıfır Enerjili Bina (NSEB) konseptinin hayata geçirilmesine yönelik eylemler mevcut. Aynı şekilde ulaştırma sektöründe de elektrikli araç kullanımının artırılması, toplu ulaşım ve mikromobilite sistemlerinin güçlendirilmesi gibi eylemler ön plana çıkıyor." Döngüsel ekonomiye geçişin özellikle sanayi, tarım ve atık sektörlerinde ön plana çıkan stratejik hedeflerden biri olduğuna değinen Hasar, döngüsel ekonomi modelinin hayata geçirilmesiyle endüstriyel süreçlerin daha verimli yürütülmesi ve atık miktarlarının azaltılması ile bunlara bağlı olarak sera gazı emisyonlarının azaltılmasının amaçlandığını aktardı.
Hasar, tarımda ayrıca metan emisyonlarının azaltılması için hayvancılık faaliyetlerinden kaynaklanan atıkların kontrolü, özellikle organize biyogaz tesislerinde enerji kaynağı olarak kullanılması ve yem endüstrisinin geliştirilmesinin planlandığını dile getirdi. Sanayi sektöründe üretim süreçlerinde bir dönüşüm planlandığından ve çeşitli sektörlerde destek ve teşvik mekanizmaları tasarlandığından bahseden Hasar, "Ülkemizde kurulacak olan Emisyon Ticaret Sistemi vasıtasıyla özellikle emisyon yoğun sanayi faaliyetlerinde azaltım tedbirlerinin daha etkin bir şekilde hayata geçirilmesi ve sanayide yeşil dönüşüm ile iklim değişikliği eylemleri için bir finansal kaynak yaratılması planlanıyor." dedi.
Haber Merkezi
ABDULVAHİT GÜRASLAN