https://youtu.be/lee9hkHxzyQ
Antakya İHH İnsani Yardım Derneği, Doğu Türkistan’da Müslüman Uygur Türklerine karşı uygulanan Çin baskısında basın açıklaması düzenleyerek Çin zulmüne tepki gösterdi. Açıklama konuşan İHH Antakya Başkanı İsmail Okay, Çin’in uyguladığı asimilasyon ve yıldırma politikalarının tüm dünyadan saklandığını söyledi.
Antakya İHH İnsani Yardım Derneği binasında gerçekleşen basın açıklamasında, Doğu Türkistan’da politik eğitim kamplarındaki durum, hak ihlalleri, kamplarla ilgili cevap bekleyen soru ve sorunlar, Hak ihlallerinin içerikleri, STK’ların talepleri ve Çin Hükümetine ithafen açıklamalar yapıldı.
Antakya İHH İnsani Yardım Derneği Başkanı İsmail Okay açıklamasında,“2000 yılı sonrasındaki siyasi, ekonomik ve askeri atılımlarla gündeme gelen Çin, sınırlarının doğu batısındaki iki farklı yüzle ortaya çıkmaktadır. Özellikle uzun yıllardır asimilasyon ve yıldırma politikaları yürütülen doğu Türkistan tüm dünya gündeminden saklanmakta, Müslüman Uygurlar her türlü hak ihlaline maruz bırakılmaktadır. Sincan Uygur Özerk Bölgesi Komünist Partisi Sekreteri olan Chen Chuanguo’nun 2017 yılından itibaren Doğu Türkistan’daki Uygurları, hapishanelere veya zorunlu politik kamplara göndermesi ve beyin yıkamaya yönelik uygulamaları Çin için yüz kızartıcı bir fiil taşımaktadır. Birçok aileye akrabalarının cesedi teslim edilmiş, ancak ölüm nedeni hakkında herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Kampların yaşam koşulları çok kötü olup, içerisindeki çocuklarında bulunduğu tutuklu sayısı, kampların alabileceği insan kapasitesinin kat kat üstündedir. İnsanlar, sırt üstü yatma imkânına bile sahip olmadıkları için ancak yanlarını dönerek yatmaktadırlar.”
“Uygulanan yol ve yöntemlere bakıldığında Çin yönetiminin hali hazırda bütün Uygurları suçlu olarak kabul ettiği, din ve geleneklerine bağlı Uygurları terörist olarak gördüğü anlaşılmaktadır. Kamplardan çıkmayı başaranlar ifadelerine göre toplama kamplarında mahkûmları su tanklarına daldırma, kadın mahkûmların vücutlarında sigara söndürme, bileklerinden asılan tutukluları copla dövme, elektrik verme, uzun süre gergin pozisyonda tutma, uykusuz, aç ve susuz bırakma, günlerce kaplan koltuğu denen hareketsiz oturtma, elleri kelepçeli ve ayakları prangalı olarak dolaştırma gibi kötü muameleler yapılmaktadır. Bu tür fiziksel veya zihinsel bozukluklara, çoğu zaman ölümle sonuçlanmaktadır. Batılı kaynaklara göre Doğu Türkistan’da Çin yönetimi tarafından kurulan 16 toplama kampı bulunuyor. Bu her Uygur ailesinden en az bir kişinin söz konusu kamplarda tutuklu olduğu anlamına geliyor. Tutuklu olanlar genellikle 20-40 yaş arasındaki Uygur erkekleridir. Bu kamplardaki Uygurlar kendi inançlarını değiştirmeye ve Komünist Parti ideolojisine boyun eğmeye zorlanıyorlar” ifadelerini kullandı. (Haber – Foto: Gökhan AKLAN)
Antakya İHH İnsani Yardım Derneği, Doğu Türkistan’da Müslüman Uygur Türklerine karşı uygulanan Çin baskısında basın açıklaması düzenleyerek Çin zulmüne tepki gösterdi. Açıklama konuşan İHH Antakya Başkanı İsmail Okay, Çin’in uyguladığı asimilasyon ve yıldırma politikalarının tüm dünyadan saklandığını söyledi.
Antakya İHH İnsani Yardım Derneği binasında gerçekleşen basın açıklamasında, Doğu Türkistan’da politik eğitim kamplarındaki durum, hak ihlalleri, kamplarla ilgili cevap bekleyen soru ve sorunlar, Hak ihlallerinin içerikleri, STK’ların talepleri ve Çin Hükümetine ithafen açıklamalar yapıldı.
Antakya İHH İnsani Yardım Derneği Başkanı İsmail Okay açıklamasında,“2000 yılı sonrasındaki siyasi, ekonomik ve askeri atılımlarla gündeme gelen Çin, sınırlarının doğu batısındaki iki farklı yüzle ortaya çıkmaktadır. Özellikle uzun yıllardır asimilasyon ve yıldırma politikaları yürütülen doğu Türkistan tüm dünya gündeminden saklanmakta, Müslüman Uygurlar her türlü hak ihlaline maruz bırakılmaktadır. Sincan Uygur Özerk Bölgesi Komünist Partisi Sekreteri olan Chen Chuanguo’nun 2017 yılından itibaren Doğu Türkistan’daki Uygurları, hapishanelere veya zorunlu politik kamplara göndermesi ve beyin yıkamaya yönelik uygulamaları Çin için yüz kızartıcı bir fiil taşımaktadır. Birçok aileye akrabalarının cesedi teslim edilmiş, ancak ölüm nedeni hakkında herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Kampların yaşam koşulları çok kötü olup, içerisindeki çocuklarında bulunduğu tutuklu sayısı, kampların alabileceği insan kapasitesinin kat kat üstündedir. İnsanlar, sırt üstü yatma imkânına bile sahip olmadıkları için ancak yanlarını dönerek yatmaktadırlar.”
“Uygulanan yol ve yöntemlere bakıldığında Çin yönetiminin hali hazırda bütün Uygurları suçlu olarak kabul ettiği, din ve geleneklerine bağlı Uygurları terörist olarak gördüğü anlaşılmaktadır. Kamplardan çıkmayı başaranlar ifadelerine göre toplama kamplarında mahkûmları su tanklarına daldırma, kadın mahkûmların vücutlarında sigara söndürme, bileklerinden asılan tutukluları copla dövme, elektrik verme, uzun süre gergin pozisyonda tutma, uykusuz, aç ve susuz bırakma, günlerce kaplan koltuğu denen hareketsiz oturtma, elleri kelepçeli ve ayakları prangalı olarak dolaştırma gibi kötü muameleler yapılmaktadır. Bu tür fiziksel veya zihinsel bozukluklara, çoğu zaman ölümle sonuçlanmaktadır. Batılı kaynaklara göre Doğu Türkistan’da Çin yönetimi tarafından kurulan 16 toplama kampı bulunuyor. Bu her Uygur ailesinden en az bir kişinin söz konusu kamplarda tutuklu olduğu anlamına geliyor. Tutuklu olanlar genellikle 20-40 yaş arasındaki Uygur erkekleridir. Bu kamplardaki Uygurlar kendi inançlarını değiştirmeye ve Komünist Parti ideolojisine boyun eğmeye zorlanıyorlar” ifadelerini kullandı. (Haber – Foto: Gökhan AKLAN)