Hayata tutunmak, tutuna bilmek; yaşamın içinde olmak ve olabilmek gündüz ile gece gibidir. İnsan için gündüz olan, anka kuşu için alacakaranlık olabilir. Bizim için alacakaranlık olan, yarasa için aydınlık değilmidir? Hangisi doğru diye sorgulamak mümkün müdür? Tabii ki her ikiside doğrudur. Çünkü herkes kendi doğrusunu yaşar.
İnsanın yaşamdaki tek amacı doğruya, güzele, sevgiye ve hakikat’e ulaşmak olduğuna göre, herkes kendi şartları içinde kendi belirlediği yoldan ona ulaşmaya çalışacaktır. Bizi hakikat’e götürecek en kısa, en kestirme yolları gösteren kaynaklardan (yaşanmışlıklardan) faydalanarak ya süreci kısaltacağız, ya da kendi doğrularımızda ısrar ederek yolu uzatacağız. Özgür irademizi kullanarak seçimi yapmak tamamen bize ait olacaktır. Evet, yaşamda her şey zıttıyla birlikte var olduğunda anlam buluyor. Açlık - tokluk ve üzüntü - mutluluk gibi. Terazinin denge de kalması için her iki kefeye de eşit ağırlık konması; bakış açılarımızdaki doğru- yanlış, güzel-çirkin sınıflandırmasını da ortadan kaldırmamız gerekir. Kişinin bakıp gördüğü her güzel ve her çirkin şey aslında kendisi yansıtan bir aynadır. Gönlümüze sevgi, hoşgörü, aşk ve muhabbet egemen olursa insan güzel bakar ve her şey de gözüne güzel görünür. Her insan kendi doğrusunu yaşar. Başkalarının doğrularını sorgulamak, yargılamak hakkına sahip değiliz. Diğerlerinde beğendiğimiz ve beğenmediğimiz tüm iyi ve kötü yanlar aslında kendimizde var olan iyi ve kötü yanlarımızdır. Çünkü herkes birbirini yansıtan aynalar gibidir. İnsan en yüce duygularla en sefil dürtüleri bünyesinde taşır. Yaşamdaki tüm zıtlıklar insanın dünya hayatındaki sınavı için vardır. Zor olan bu zıtlıkları aşabilmektir.
İnsanın yaşamdaki tek amacı doğruya, güzele, sevgiye ve hakikat’e ulaşmak olduğuna göre, herkes kendi şartları içinde kendi belirlediği yoldan ona ulaşmaya çalışacaktır. Bizi hakikat’e götürecek en kısa, en kestirme yolları gösteren kaynaklardan (yaşanmışlıklardan) faydalanarak ya süreci kısaltacağız, ya da kendi doğrularımızda ısrar ederek yolu uzatacağız. Özgür irademizi kullanarak seçimi yapmak tamamen bize ait olacaktır. Evet, yaşamda her şey zıttıyla birlikte var olduğunda anlam buluyor. Açlık - tokluk ve üzüntü - mutluluk gibi. Terazinin denge de kalması için her iki kefeye de eşit ağırlık konması; bakış açılarımızdaki doğru- yanlış, güzel-çirkin sınıflandırmasını da ortadan kaldırmamız gerekir. Kişinin bakıp gördüğü her güzel ve her çirkin şey aslında kendisi yansıtan bir aynadır. Gönlümüze sevgi, hoşgörü, aşk ve muhabbet egemen olursa insan güzel bakar ve her şey de gözüne güzel görünür. Her insan kendi doğrusunu yaşar. Başkalarının doğrularını sorgulamak, yargılamak hakkına sahip değiliz. Diğerlerinde beğendiğimiz ve beğenmediğimiz tüm iyi ve kötü yanlar aslında kendimizde var olan iyi ve kötü yanlarımızdır. Çünkü herkes birbirini yansıtan aynalar gibidir. İnsan en yüce duygularla en sefil dürtüleri bünyesinde taşır. Yaşamdaki tüm zıtlıklar insanın dünya hayatındaki sınavı için vardır. Zor olan bu zıtlıkları aşabilmektir.