Hatay’ın zengin doğal mirası, plansız yapılaşma, taş ocakları, kaçak avcılık ve ekipman eksikliği nedeniyle her geçen gün daha fazla tehdit altına giriyor. Hatay Tabiatı Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Öğünç, doğa koruma alanında yaşanan ciddi tehditlere dikkat çekerek, acil önlemler alınması çağrısında bulundu.
“HATAY'IN DOĞASI GÖZ GÖRE GÖRE TAHRİP EDİLİYOR”
Hatay’ın sahip olduğu coğrafi ve ekolojik avantajların yalnızca bu bölge için değil, tüm Türkiye için bir değer taşıdığını vurgulayan Abdullah Öğünç, şunları söyledi: “Hatay ili, çok özel tabiat güzellikleri, zengin flora ve fauna varlığıyla ülkemizin doğa hazinelerinden biridir. Ancak bu doğal zenginlik, son yıllarda yoğun tehdit altında. Özellikle 6 Şubat 2023 depremleri sonrasında başlatılan yeniden yapılaşma süreci, doğaya geri dönülmez zararlar veriyor.” Öğünç, deprem sonrası oluşan olağanüstü durumun fırsata çevrilerek taş ocaklarının şehrin dört bir yanına “tükürür gibi” serpiştirildiğini belirtti. Bu faaliyetlerin, tarım alanlarından koruma sahalarına, su kaynaklarından yerleşim yerlerine kadar birçok yaşamsal öneme sahip bölgeyi tehdit ettiğine dikkat çekti. “Madencilik sektörü, doğanın üzerine adeta kara bir bulut gibi çöktü. Mahkeme kararlarını dahi hiçe sayan bazı şirketler, doğal peyzajı ve insan sağlığını göz ardı ederek Hatay’ı talan ediyor. Bu duruma karşı yetkililer sessiz, halk ise çaresiz bırakılıyor.”
YAŞAM ALANLARIMIZ ELİMİZDEN ALINIYOR
Öğünç, madencilik faaliyetlerinin özellikle Dağ Ceylanı ve Arsuz Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları gibi ekolojik öneme sahip bölgelerde ciddi tehdit oluşturduğunu belirterek, bu alanların acilen koruma altına alınması gerektiğini ifade etti. “Bu faaliyetler bir plan dâhilinde düzenlenmeli, doğa koruma öncelikli hale getirilmelidir. Mevcut taş ocakları da ciddi bir çevresel denetime tabi tutulmalıdır. Hatay’ın doğası bir daha geri gelmeyecek şekilde zarar görüyor. Unutulmamalı ki biz bu doğayı sadece bugünün değil, gelecek kuşakların emaneti olarak taşıyoruz.”
DKMP HATAY ŞUBESİ YALNIZ BIRAKILMAMALI
Doğayı korumakla yükümlü olan tek resmi kurumun Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Hatay Şubesi olduğunu hatırlatan Öğünç, bu kurumun ekipman ve personel yetersizliği nedeniyle yeterli müdahaleyi gerçekleştiremediğini belirtti. “DKMP Hatay şubesi, elindeki kısıtlı imkanlarla özveriyle çalışsa da bu yeterli değil. Araç, ekipman ve personel takviyesi acilen yapılmalıdır. Bu kurumun yalnız bırakılması demek, doğanın da yalnız bırakılması anlamına geliyor. Hatay’ın doğası için verilen mücadele desteklenmelidir.”
GELECEĞE KARŞI SORUMLUYUZ
Açıklamasının sonunda tüm yetkililere, yerel yönetimlere ve kamuoyuna çağrıda bulunan Abdullah Öğünç, doğanın gördüğü zararın yalnızca bugünü değil, geleceği de karartacağını vurguladı:
“Depremler jeolojik bir gerçekliktir, fakat doğa tahribatı bizim ihmalkarlığımızdır. Bu ihmalkârlığın bedelini sadece biz değil, çocuklarımız, torunlarımız ödeyecektir. Bugün yaşanan biyoçeşitlilik kaybı, ileride Hatay’ı lanetle anılacak bir doğa kıyımıyla baş başa bırakabilir. Yetkilileri acilen harekete geçmeye, kamuoyunu da bu sessiz felakete karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz.”
Haber Merkezi
ABDULVAHİT GÜRASLAN