Kişinin bazı şeylere sahip olmak isteyip de elde edemediği durumlarda, bir başkasının buna sahip olduğunun bilgisi kişiyi rahatsız etmekte ve bu durum kişiyi hasete itmektedir
Bazı araştırmacılar hasetin hiçbir şekilde olumlu bir yanının olmadığını düşünmekte, bazıları ise hayranlık veya kötü niyet içermeyen haset ya da kıskançlık duygularının özünde, bireyi kendini geliştirme yönünde motive edici bir yönünün olduğunu söylemektedirler. Bir bakıma dozunda yaşanan haset yada kıskançlık daha iyisini yapmak veya elde etmek için olumlu yönde itici bir güç olmaktadır. Bu noktada kıskançlık/haset ve imrenme/hayranlık/gıpta arasındaki farklılıkların da göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Hasetin imrenme durumundan çok daha yoğun duygulara yol açtığını, bir şeyler elde edebilmek için çaba gösterme noktasında da daha itici bir güç olduğunu söylemek mümkündür. Hasette birey kendisini engellenmiş hissetmekte ve bu doğrultuda kendini geliştirme çabası daha yoğun gözlenmektedir. İmrenme ve hayranlık duyma çok daha olumlu şeyler çağrıştırsada, bu durum bireyde kendisini geliştirmeye yönelik herhangi bir çabaya yol açmamaktadır. Gerek süreç gerek sonuç bakımından hayranlık ve haset kelimelerine toplum tarafından yüklenen ahlaki değerlerde değişmekte ve hayranlık için daha pozitif, haset içinse daha negatif anlamlar yüklenmektedir.
Haset ile ilgili tanımlara bakıldığında ise, hasetin genel olarak hoş olmayan bir duygu olarak ifade edildiği ve çoğu zaman da düşmanca davranış ve kin gibi olumsuz duygu ve davranışları çağrıştırdığı görülmektedir.