Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, beyin göçünü engelleyemeyen, tersine beyin göçünü beceremeyen, ülkeyi tarihinin en büyük göç akımına maruz bırakan AKP Hükümetlerinin göç politikalarının sınıfta kaldığını söyledi.
TBMM Genel Kurulu´nda 2021 bütçe tasarısında Göç İdaresi Genel Müdürlüğü bütçesi üzerinde konuşan milletvekili Güzelmansur, yanlış Suriye politikasının yarattığı göç akımının maliyetinin 45 milyar dolara ulaştığını ifade ederek, şöyle konuştu: “Yanlış Suriye politikanızın ülkemize olumsuz yansımalarından biri 3,5-4 milyon Suriyelinin Türkiye´ye göçüdür. Bunlara 9 yılda harcanan para yaklaşık 45 milyar dolardır, bugünün parasıyla 352 milyar lira yani yılda 39 milyar ayda 3 milyar 250 bin lira. Suriye´deki yanlış dış politikanız olmasaydı, 4 milyon insanın vatanını terk edip ülkemize göçmesine vesile olmasaydınız bu para vatandaşımıza hizmete harcanır, vatandaşın bin bir derdine çare olurdu. 45 milyar dolarla 352 şehir hastanesi yapılır. Mesela bu parayla 352 devlet hastanesi yapılırdı hem de tamamı devletin kasasından hasta garantisi vermeden, hem de devletin kasası çarçur olmadan! Ya da şöyle söyleyeyim Suriyelilere harcanan bir yıllık paranın sadece yarısıyla yani 2,5 milyar dolarla -çalışmalarıyla onur duyduğum İskenderunlu hemşehrim Uğur Şahin´in geliştirdiği- BioNTech aşısından 120 milyon doz alınır artı altyapı malzemeleri de bu paradan karşılanırdı. Suriye politikasının yarattığı göç akımına harcanan parayla salgında esnafa, sanatçıya, işçiye, müzisyene, annelere rahat rahat destek ödemesi yapılırdı. Bu parayla başka ne yapılırdı. Salgın döneminde kapatıp, neyle, nasıl geçineceğini umursamadığınız 130 bin kahveci esnafına, 8-9 aydır evine ekmek götüremeyen 100 bin kantinci esnafına, aylardır kontak açmayan servislere ve salgında perişan olan ve borçlanma dışında bir seçenek sunmadığınız tüm diğer esnafa ayda 5 bin lira ödeyebilirdiniz. Salgınla birlikte çalışamaz duruma gelen turizm sektöründe 500 bin mevsimlik turizm işçisine, Suriyelilere bir yılda harcanan parayla rahat rahat 5 bin lira destek ödemesi yapabilirdiniz.
Geçinmek için enstrümanını satmak zorunda bıraktığınız müzisyenlere, sanatçılara aylar sonra 1.000 lira gibi komik bir destek rakamı açıklamaz, hepsine asgari geçimlerine yetecek kadar bir ödeme yapardınız. Salgınla birlikte annelerin geçim dertleri arttı; işsiz, yoksul, çaresiz anne sayısı katlandı. Bu parayla annelere en az yoksulluk sınırında bir destek ödemesi yapabilirdiniz. Böyle yapılsaydı bebek maması hırsızlığı rekor düzeye çıkmaz, mamaya alarm takılmazdı. Yanlış Suriye dış politikanız ve beraberinde getirdiği kitlesel göç, ülkeye, yurttaşa hep zarar yazdı . 11 yıldır 500 bin Suriyelinin yaşadığı Hatay´da sağlık hizmetlerinin çok yetersiz kaldı. İktidara geldiğiniz 2002´de Hatay´da Sağlık Bakanlığına bağlı hastane sayısı 11 idi. Aradan on sekiz yıl geçti; bu sayı bugün hâlâ 11! Hataylıları 500 bin insanla yaşamaya mahkûm ettiğiniz 2011´den bu yana Hatay´da hastanelerin yatak kapasitesi ne kadar artırıldı biliyor musunuz? Sadece 985. Göçen insan 500 bin, artırılan yatak sayısı 985. Böyle bir mantıksızlık, böyle bir adaletsizlik olur mu? 500 bin artı insanın sağlık ihtiyacını görmezden gelirseniz, yatak, sağlık personeli kapasitesini artırmazsanız, buna göre hastane yapmazsanız Hatay elbette en riskli il hâline gelir; ne yatak yetişir ne sağlık personeli. İşte bu yüzden bugün Hatay´da vaka artış hızı katlanarak artıyor, ambulans sesleri yedi yirmi dört caddeleri inletiyor; definlere, cenazelere ve mezarlıklara araç yetişemiyor. Bu yanlışlardan bir an önce dönülmesini diliyorum.”
Haber Merkezi
TBMM Genel Kurulu´nda 2021 bütçe tasarısında Göç İdaresi Genel Müdürlüğü bütçesi üzerinde konuşan milletvekili Güzelmansur, yanlış Suriye politikasının yarattığı göç akımının maliyetinin 45 milyar dolara ulaştığını ifade ederek, şöyle konuştu: “Yanlış Suriye politikanızın ülkemize olumsuz yansımalarından biri 3,5-4 milyon Suriyelinin Türkiye´ye göçüdür. Bunlara 9 yılda harcanan para yaklaşık 45 milyar dolardır, bugünün parasıyla 352 milyar lira yani yılda 39 milyar ayda 3 milyar 250 bin lira. Suriye´deki yanlış dış politikanız olmasaydı, 4 milyon insanın vatanını terk edip ülkemize göçmesine vesile olmasaydınız bu para vatandaşımıza hizmete harcanır, vatandaşın bin bir derdine çare olurdu. 45 milyar dolarla 352 şehir hastanesi yapılır. Mesela bu parayla 352 devlet hastanesi yapılırdı hem de tamamı devletin kasasından hasta garantisi vermeden, hem de devletin kasası çarçur olmadan! Ya da şöyle söyleyeyim Suriyelilere harcanan bir yıllık paranın sadece yarısıyla yani 2,5 milyar dolarla -çalışmalarıyla onur duyduğum İskenderunlu hemşehrim Uğur Şahin´in geliştirdiği- BioNTech aşısından 120 milyon doz alınır artı altyapı malzemeleri de bu paradan karşılanırdı. Suriye politikasının yarattığı göç akımına harcanan parayla salgında esnafa, sanatçıya, işçiye, müzisyene, annelere rahat rahat destek ödemesi yapılırdı. Bu parayla başka ne yapılırdı. Salgın döneminde kapatıp, neyle, nasıl geçineceğini umursamadığınız 130 bin kahveci esnafına, 8-9 aydır evine ekmek götüremeyen 100 bin kantinci esnafına, aylardır kontak açmayan servislere ve salgında perişan olan ve borçlanma dışında bir seçenek sunmadığınız tüm diğer esnafa ayda 5 bin lira ödeyebilirdiniz. Salgınla birlikte çalışamaz duruma gelen turizm sektöründe 500 bin mevsimlik turizm işçisine, Suriyelilere bir yılda harcanan parayla rahat rahat 5 bin lira destek ödemesi yapabilirdiniz.
Geçinmek için enstrümanını satmak zorunda bıraktığınız müzisyenlere, sanatçılara aylar sonra 1.000 lira gibi komik bir destek rakamı açıklamaz, hepsine asgari geçimlerine yetecek kadar bir ödeme yapardınız. Salgınla birlikte annelerin geçim dertleri arttı; işsiz, yoksul, çaresiz anne sayısı katlandı. Bu parayla annelere en az yoksulluk sınırında bir destek ödemesi yapabilirdiniz. Böyle yapılsaydı bebek maması hırsızlığı rekor düzeye çıkmaz, mamaya alarm takılmazdı. Yanlış Suriye dış politikanız ve beraberinde getirdiği kitlesel göç, ülkeye, yurttaşa hep zarar yazdı . 11 yıldır 500 bin Suriyelinin yaşadığı Hatay´da sağlık hizmetlerinin çok yetersiz kaldı. İktidara geldiğiniz 2002´de Hatay´da Sağlık Bakanlığına bağlı hastane sayısı 11 idi. Aradan on sekiz yıl geçti; bu sayı bugün hâlâ 11! Hataylıları 500 bin insanla yaşamaya mahkûm ettiğiniz 2011´den bu yana Hatay´da hastanelerin yatak kapasitesi ne kadar artırıldı biliyor musunuz? Sadece 985. Göçen insan 500 bin, artırılan yatak sayısı 985. Böyle bir mantıksızlık, böyle bir adaletsizlik olur mu? 500 bin artı insanın sağlık ihtiyacını görmezden gelirseniz, yatak, sağlık personeli kapasitesini artırmazsanız, buna göre hastane yapmazsanız Hatay elbette en riskli il hâline gelir; ne yatak yetişir ne sağlık personeli. İşte bu yüzden bugün Hatay´da vaka artış hızı katlanarak artıyor, ambulans sesleri yedi yirmi dört caddeleri inletiyor; definlere, cenazelere ve mezarlıklara araç yetişemiyor. Bu yanlışlardan bir an önce dönülmesini diliyorum.”
Haber Merkezi
