Gerçeklerle yüzleşmek her zaman bu kadar ağır ve acımasız mı olur? İnsan kabul etmek istemediği yolculuklara neden çıkar ki… Bile bile kendini ateşe atar mı? İnsan bunu kendine neden yapar kim bilir. Sebepleri ne olabilir. Mantıklı bir açıklama nasıl yapılır. İnsan neden her zaman en çok güvendiği yerden vurulur. Canının yanar, söküp atasın gelmez mi her şeyi. İnsan neden her defasında boşunaymış der hayat bunu neden bize her zaman dedirtir. Kimler için çıkarsın yolculuklara kimin için kendinden vazgeçersin bunun bir cevabı var mı? En umulmadık yerden vurulduktan sonra mı büyürsün. Yaşadıkça neler öğrenir insan cevabını bilmediği sorularla dolu bu dünyada neden sorusuna cevap bulmak bu kadar zor iken yaşam bunu bizlere bilerek mi yapar kim bilir belki de ders al gör her şeyi diye yaşarsın bunca şeyi. Bilerek kendini ateşe atarsın yorulur yıpranırsın…
Yarı yolda kalmak için mi yaşarsın her şeyi. Mideler nasıl kaldırır “midesizlik” dediğimiz şey her defasında farklı sıfatlar mı bulur? Nedenini sorgularken yaşadıklarımız, sırtımızdan vurulmalarımız neyi gösterir bize. Sırtından vurulduğunda insan ne kadar sağlıklı kalkar ayağa… Hayat denen bu yolculuğa ne kadar sağlıklı devam eder. İnsanların değişimini kabul ederiz öyle değil mi? Bizlerde değişiriz çünkü dün ki sen ile uyandığın sabahtaki sen farklısındır. Hiç beklenmediğin yerden beklemedik darbelerle yoluna bakmalısın. Hayat bu kadardır belki de… Her darbede daha da büyümez mi hayata karşı olan nefretin. Yorgunlukların daha da büyümez mi? Her defasında hayat neden insanı en güvendiği yerden vurur.
Herkesin kendince mantıklı sebepleri vardır elbette ama bazı şeyler hiçbir mantığa sığmaz. Nasıl dersin, bunu hak edecek ne yapmış olabilirim dersin… Her şaşkınlığında binlerce yanlışın içine düşersin. İhanetler hayatın mı ihanetleridir, kişilerin mi? İnsanlar bazı şeyleri nasıl yapar. Bunu nasıl yapar bu soruyu her sorduğunda daha ağır cevaplar almaz mısın? Peki ya nasıl devam edilir bunu açıklayabilecek kim var… İnsanların ahları yük olmaz mı? Dünya bu kadar büyük mü? İnsanlar nasıl olur da her şeyi içlerine sindirip yollarına devam edebilir… Bir baş ağrısı, omuzlarda yük olarak kalmaz mı hep…
Nasıl devam edilir bunca yük ile yola… İnsanları anlamak o kadar zor iken bunca şeyi nasıl yaşıyoruz, her defasında şaşırmaktan kendimi alamıyorum. Yollar biter, yolculuklar biter, yeniden başlamalar olacak elbette hayatın kaidesi bu sanırım ama bazı şeyler fazla hızlı fazla yanlıştır. Bunca yanlışın içinde iken mantıklı hiçbir açıklama haklı çıkarmaz seni. Vazgeçtiklerin olur elbette ama her şeyi doğru şekilde yapmak gerekmez mi? Kabul edilemez bunca şeyin için hayat ne de çok oyunlar oynuyor bize öyle değil mi? Hayatın bunca oyunu içinde ladeslerde olacak, kazançlarda, kayıplarda fakat şu bir gerçek ki bazı şeyleri bir ömür taşır insanlar. Bazı şeyler sizinle bir ömür gelir… Yakasını bırakmaz insanın. Yüksüz kimse yokken şu hayatta o yükü omuzlara bırakanlar rahat eder mi peki.
Yarı yolda kalmak için mi yaşarsın her şeyi. Mideler nasıl kaldırır “midesizlik” dediğimiz şey her defasında farklı sıfatlar mı bulur? Nedenini sorgularken yaşadıklarımız, sırtımızdan vurulmalarımız neyi gösterir bize. Sırtından vurulduğunda insan ne kadar sağlıklı kalkar ayağa… Hayat denen bu yolculuğa ne kadar sağlıklı devam eder. İnsanların değişimini kabul ederiz öyle değil mi? Bizlerde değişiriz çünkü dün ki sen ile uyandığın sabahtaki sen farklısındır. Hiç beklenmediğin yerden beklemedik darbelerle yoluna bakmalısın. Hayat bu kadardır belki de… Her darbede daha da büyümez mi hayata karşı olan nefretin. Yorgunlukların daha da büyümez mi? Her defasında hayat neden insanı en güvendiği yerden vurur.
Herkesin kendince mantıklı sebepleri vardır elbette ama bazı şeyler hiçbir mantığa sığmaz. Nasıl dersin, bunu hak edecek ne yapmış olabilirim dersin… Her şaşkınlığında binlerce yanlışın içine düşersin. İhanetler hayatın mı ihanetleridir, kişilerin mi? İnsanlar bazı şeyleri nasıl yapar. Bunu nasıl yapar bu soruyu her sorduğunda daha ağır cevaplar almaz mısın? Peki ya nasıl devam edilir bunu açıklayabilecek kim var… İnsanların ahları yük olmaz mı? Dünya bu kadar büyük mü? İnsanlar nasıl olur da her şeyi içlerine sindirip yollarına devam edebilir… Bir baş ağrısı, omuzlarda yük olarak kalmaz mı hep…
Nasıl devam edilir bunca yük ile yola… İnsanları anlamak o kadar zor iken bunca şeyi nasıl yaşıyoruz, her defasında şaşırmaktan kendimi alamıyorum. Yollar biter, yolculuklar biter, yeniden başlamalar olacak elbette hayatın kaidesi bu sanırım ama bazı şeyler fazla hızlı fazla yanlıştır. Bunca yanlışın içinde iken mantıklı hiçbir açıklama haklı çıkarmaz seni. Vazgeçtiklerin olur elbette ama her şeyi doğru şekilde yapmak gerekmez mi? Kabul edilemez bunca şeyin için hayat ne de çok oyunlar oynuyor bize öyle değil mi? Hayatın bunca oyunu içinde ladeslerde olacak, kazançlarda, kayıplarda fakat şu bir gerçek ki bazı şeyleri bir ömür taşır insanlar. Bazı şeyler sizinle bir ömür gelir… Yakasını bırakmaz insanın. Yüksüz kimse yokken şu hayatta o yükü omuzlara bırakanlar rahat eder mi peki.