Eski Adalet Bakanı olan, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sadullah Ergin, AK Parti’den ayrılanları tek tek arayıp "Senin için hayırlı olmayabilir", "Tekrar gel" diyen kişilerin bulunduğunu söyledi.
2011 Temmuz -2013 Aralık tarihleri arasında Adalet Bakanlığı görevini üstlenen DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sadullah Ergin, Karar TV'de katıldığı yayında eski partisine eleştiriler yöneltti. “AKP'den ayrılanların içinde olduğu siyaset kurumlarıyla ilgili açıkça baskı altına alınmaya çalışıldığını” ileri süren Ergin, "Üyelikten ayrılanları tek tek arayıp 'Senin için hayırlı olmayabilir' şeklinde konuşanlar oluyor. 'Tekrar gel' diye aranıyor üyeler" ifadesini kullandı.
KÖPRÜNÜN ALTINDAN ÇOK SULAR AKTI
Ergin, AKP'nin ilk yıllarına da değindiği eleştirilerinde "O gün çetelerle, mafyayla mücadele için yola çıkmış bir hükümet varken, bugün onların taşeronlarıyla iş tutabilen, taşeronluk hizmeti bağlantıları oluşturabilen bir yapı olduğu iddiası var" ifadesine yer verdi.
"O günle bugün arasında köprülerin altından hakikaten çok sular aktı" görüşünü dile getiren Ergin, şunları kaydetti: "Bugün açın bakın mesela o gün AK Parti'nin programını, yazılı olan ilkelerin önemli bir kısmının altına bugün de imza konabilecek şeyler var. Ama uygulamaya geçtiğinizde 180 derece tersi bir noktaya geliyorsunuz. Problem orada zaten. AK Parti dediğiniz yapı, 2002 ve sonrasındaki parti değil artık. Şu var; uygulama ve bu uygulamaların sonuçları otaya çıktıkça ki bunlar her geçen gün daha da belirli hale geliyor. O farkındalık da arttığını düşünüyorum. Geçmişte ayrı bir siyasi çalışmayı eleştiren arkadaşlarımız vardı şimdi şunu söylüyor arkadaşlar; Allah yolunuzu açık etsin. Sizin başarılı olması lazım (bize diyorlar) ama tabii ki ben ortada görünemem benim angajmanlarım var, çocuğum şurada çalışıyor, kardeşim burada vesaire ama ne olur beni katmayın ama duamız sizinle. Ben bunu yaşıyorum kendi çevremde de yaşıyorum. (Buradaki en büyük korku gerekçesi nedir?) Bunu söylemek acı bir şey ama geçmişte 28 Şubat döneminde bazı firmalara ekonomik yaptırımlar sayılabilecek uygulamalar oldu. Şirketler yayınlanıyordu, muhafazakar değerlere sahip patronların olduğu şirketler. Bunların kışlalarda ürünleri satılmayacak gibi ama sınırlı bir alandaydı o. Şimdi ise çok daha böyle özellikle AK Parti’den ayrılan aktörlerin olduğu siyaset kurumlarıyla ilgili insanlar açıkça baskı altına alınmaya çalışılıyor. Etkileniliyor. Üyelikten ayrılanlar tek tek aranıp bu senin için hayırlı olmayabilir şeklinde konuşanlar oluyor. Tekrar gel diye aranıyor üyeler.”
2011 Temmuz -2013 Aralık tarihleri arasında Adalet Bakanlığı görevini üstlenen DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sadullah Ergin, Karar TV'de katıldığı yayında eski partisine eleştiriler yöneltti. “AKP'den ayrılanların içinde olduğu siyaset kurumlarıyla ilgili açıkça baskı altına alınmaya çalışıldığını” ileri süren Ergin, "Üyelikten ayrılanları tek tek arayıp 'Senin için hayırlı olmayabilir' şeklinde konuşanlar oluyor. 'Tekrar gel' diye aranıyor üyeler" ifadesini kullandı.
KÖPRÜNÜN ALTINDAN ÇOK SULAR AKTI
Ergin, AKP'nin ilk yıllarına da değindiği eleştirilerinde "O gün çetelerle, mafyayla mücadele için yola çıkmış bir hükümet varken, bugün onların taşeronlarıyla iş tutabilen, taşeronluk hizmeti bağlantıları oluşturabilen bir yapı olduğu iddiası var" ifadesine yer verdi.
"O günle bugün arasında köprülerin altından hakikaten çok sular aktı" görüşünü dile getiren Ergin, şunları kaydetti: "Bugün açın bakın mesela o gün AK Parti'nin programını, yazılı olan ilkelerin önemli bir kısmının altına bugün de imza konabilecek şeyler var. Ama uygulamaya geçtiğinizde 180 derece tersi bir noktaya geliyorsunuz. Problem orada zaten. AK Parti dediğiniz yapı, 2002 ve sonrasındaki parti değil artık. Şu var; uygulama ve bu uygulamaların sonuçları otaya çıktıkça ki bunlar her geçen gün daha da belirli hale geliyor. O farkındalık da arttığını düşünüyorum. Geçmişte ayrı bir siyasi çalışmayı eleştiren arkadaşlarımız vardı şimdi şunu söylüyor arkadaşlar; Allah yolunuzu açık etsin. Sizin başarılı olması lazım (bize diyorlar) ama tabii ki ben ortada görünemem benim angajmanlarım var, çocuğum şurada çalışıyor, kardeşim burada vesaire ama ne olur beni katmayın ama duamız sizinle. Ben bunu yaşıyorum kendi çevremde de yaşıyorum. (Buradaki en büyük korku gerekçesi nedir?) Bunu söylemek acı bir şey ama geçmişte 28 Şubat döneminde bazı firmalara ekonomik yaptırımlar sayılabilecek uygulamalar oldu. Şirketler yayınlanıyordu, muhafazakar değerlere sahip patronların olduğu şirketler. Bunların kışlalarda ürünleri satılmayacak gibi ama sınırlı bir alandaydı o. Şimdi ise çok daha böyle özellikle AK Parti’den ayrılan aktörlerin olduğu siyaset kurumlarıyla ilgili insanlar açıkça baskı altına alınmaya çalışılıyor. Etkileniliyor. Üyelikten ayrılanlar tek tek aranıp bu senin için hayırlı olmayabilir şeklinde konuşanlar oluyor. Tekrar gel diye aranıyor üyeler.”
