Resulullah Efendimiz (s.a.v), Huneyn Gazası'ndan sonra Taif'i de muhasara etmisti. Lakin Taif'in fethi için henüz Allâhü Teâlâ tarafından izin verilmemisti. Resulullah Efendimiz (s.a.v), Ömer bin Hattab
Hazretlerine orduya buradan göçüp gitmelerini söylemesini emreyledi. Müslümanlar “Taif alınmadı, niçin gidiyoruz?” dediler. Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v), bu söyleneni
isitince: “Yarın sabah harbe girisiniz” diye emretti. Ertesi sabah harbettiler, birçok kimse yaralandı.
Bunun üzerine Resûlullah Efendimiz (s.a.v): “Dönüp gidelim” diye buyurdu. Bu defa Ashâb-ı Kirâm bundan hoslandılar, hemen eşyalarını hayvanlara yüklemeye basladılar. Resulullah Efendimiz (s.a.v) onların böyle
yaptıklarına bakıp tebessüm ediyordu. Zira evvelce fethin müyesser olmadıgını bilip dönmeyi emreylemisti. Müslümanların sıkıntı ve eziyet çekmelerini istemiyorlardı. Fakat bu sırrı anlamayıp savasmak istediklerini görünce Fahr-i Alem Efendimiz Hazretleri izin verdi. Harb edince gördüler ki, yaralanmaktan baska bir sey yok. Bu halde göçmek emrolununca buna sevinip derhal emre boyun egdiler. (Mevâhibü Ledüniyye)
Hazretlerine orduya buradan göçüp gitmelerini söylemesini emreyledi. Müslümanlar “Taif alınmadı, niçin gidiyoruz?” dediler. Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v), bu söyleneni
isitince: “Yarın sabah harbe girisiniz” diye emretti. Ertesi sabah harbettiler, birçok kimse yaralandı.
Bunun üzerine Resûlullah Efendimiz (s.a.v): “Dönüp gidelim” diye buyurdu. Bu defa Ashâb-ı Kirâm bundan hoslandılar, hemen eşyalarını hayvanlara yüklemeye basladılar. Resulullah Efendimiz (s.a.v) onların böyle
yaptıklarına bakıp tebessüm ediyordu. Zira evvelce fethin müyesser olmadıgını bilip dönmeyi emreylemisti. Müslümanların sıkıntı ve eziyet çekmelerini istemiyorlardı. Fakat bu sırrı anlamayıp savasmak istediklerini görünce Fahr-i Alem Efendimiz Hazretleri izin verdi. Harb edince gördüler ki, yaralanmaktan baska bir sey yok. Bu halde göçmek emrolununca buna sevinip derhal emre boyun egdiler. (Mevâhibü Ledüniyye)