Günümüzde çoğumuzun yakındığı ‘unutkanlık’ özellikle ileri yaşın doğal bir sonucu olarak düşünülse de aslında demansın, bir başka deyişle bunamanın ilk sinyallerinden biri olabiliyor! Yaşam süresinin uzamasıyla birlikte demans dünya çapında giderek artan hızla yaygınlaşıyor. Dünyada her yıl yaklaşık 10 milyon kişiye demans tanısı konulduğu ve 2021 yılında bu sayının 57 milyona yükseldiği belirtiliyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Ayla Sifoğlu, demans sorununda erken tanı ve tedavinin büyük bir önem taşıdığını belirterek, “Demansın kesin bir tedavisi olmasa da hem hastalara hem de bakımını üstlenen kişilere destek olmak için çok şey yapılabilmektedir. Sosyal hayata katılmak, fiziksel ve zihinsel olarak olarak aktif olmak demans hastalarının yaşam kalitelerini yükseltirken, bazı ilaçlar da hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaya ve semptomların yönetilmesine yardımcı olabilmektedir. Bu nedenle, demansın ilk belirtilerinden olan unutkanlık günlük hayatın yoğunluğu veya ileri yaşın bir sonucu olarak düşünülmemeli, mutlaka bir hekime başvurulmalıdır” diyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Ayla Sifoğlu demans riskini azaltan 10 önerisini sıraladı, önemli uyarılarda bulundu.
GÜNLÜK YAŞAMI ETKİLEYECEK ŞİDDETE ULAŞIYOR!
Demans, günlük yaşamı etkileyecek kadar şiddetli hafıza, dil, sorunları çözme ve diğer düşünme becerilerinin kaybını ifade eden genel bir terim. Zamanla sinir hücrelerini tahrip eden ve beyne zarar veren bir dizi hastalığın neden olabileceği bir sendrom. Genellikle bilişsel işlevlerde, yani düşünceyi işleme yeteneğinde biyolojik yaşlanmanın olağan sonuçlarından beklenenin ötesinde bir bozulmaya yol açıyor. Bilinç etkilenmese de bilişsel işlevlerdeki bozulmaya genellikle ruh hali, duygusal kontrol, davranış veya motivasyon değişiklikleri eşlik ediyor ve bazen de öncesinde görülüyor.
İLK AKLA GELEN ALZHEİMER OLSA DA…
Demans denildiğinde ilk akla gelen Alzheimer olsa da aslında pek çok demans türü mevcut. Nöroloji Uzmanı Dr. Ayla Sifoğlu, beyni etkileyen çeşitli hastalıklardan ve yaralanmalardan kaynaklanabilen demansın ek sık görülen tiplerini şöyle özetliyor: Alzheimer: Demansın yüzde 60-70 gibi yüksek bir oranı Alzheimer kaynaklı oluyor. Vasküler demans: Beyinde mikroskobik kanama ve kan damarı tıkanıklığı sonucu gelişiyor ve demansın en yaygın 2’inci sebebini oluşturuyor. Lewy cisimcikli demans: Sinir hücreleri içinde anormal protein birikmesi nedeniyle ortaya çıkıyor. Frontotemporal demans: Beyin ön lobunun dejenerasyonu sebebiyle görülüyor.
OBEZİTEDEN HİPERTANSİYONA…
İleri yaş demansın en önemli risk faktörü olarak karşımıza çıkıyor. İlerleyen yaşın yanı sıra genlerdeki mutasyonun da demans için 2’inci en büyük risk faktörünü oluşturduğuna işaret eden Nöroloji Uzmanı Dr. Ayla Sifoğlu, “Örneğin, Alzheimer hastalığı olan her 3 hastadan neredeyse 2’sinde en az bir ApoE4 gen kopyası bulunmaktadır” diyor. Bunların yanı sıra kan basıncı yüksekliği (hipertansiyon), kan şekeri yüksekliği (diyabet), aşırı kilo veya obezite, sigara kullanımı, çok fazla alkol tüketimi, fiziksel olarak hareketsiz bir yaşam sürmek, sosyal olarak izole olmak, zihnen aktif olmamak ve depresyon da sık izlenen risk faktörleri arasında yer alıyor. Ayrıca beslenme yetersizlikleri ve hava kirliliği de riski artırıyor.
İŞİTME KAYBI DEMANS RİSKİNİ ARTIRIYOR
İşitme kaybı bile demans için önemli bir risk faktörünü oluşturuyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Ayla Sifoğlu, 40-50 yaş grubunda gelişen işitme kaybının demans riskini ortalama yüzde 90 oranında artırabildiği uyarısında bulunarak, “İşitme sorunları olan kişilerin sosyal ortamlardan uzaklaşma ve zamanla daha fazla izole olma, depresyona girme olasılığı daha yüksektir. Sosyal izolasyon ve depresyon da demans için risk faktörleridir. İşitme kaybı ayrıca sesleri ve konuşmayı anlamamıza yardımcı olan beyin bölgelerinin seslerin ne olduğunu anlamak için daha fazla çalışmaları gerektiği anlamına gelebilir. Bu ek çaba, hafızamızı ve düşünme yeteneklerimizi etkileyen beyinde değişikliklere yol açabilmektedir” diyor. İşitme kaybının düzeyinin ve ne kadar sürdüğünün demans riskini etkilediğini belirten Dr. Ayla Sifoğlu, “Ancak bu, işitme kaybı olan bir hastada mutlaka demans gelişeceği değil, sadece risklerinin daha yüksek olduğu anlamına gelir. Demans riskine karşı işitme sağlığını korumak için yüksek sesli ortamlardan kaçınılmalı, işitme testi yaptırmalı ve ihtiyaç halinde işitme cihazı kullanılmalıdır” bilgisini veriyor.
Haber Merkezi
ABDULVAHİT GÜRASLAN