Türkiye'ye kendi arzuladıkları, beklentilerine karşılık verecek bir yönetim tarzı için siyasal anlamda 2013'te Gezi olayları, 2016'nın 15 Temmuz'unda darbe kalkışması, hem yerli işbirlikçilerden, hem dış mihraklar tarafından sahaya sürülmüştür. Fakat bu denemeler, hepimizin malumu devletimizin dirayetli, Aziz milletimizin mukavemeti ve dimdik duruşu ile bu kesimlerin haince operasyonları işlevsiz hale getirilmiştir.
Tabii bu menfi unsurlar boş durmamış, hemen akabinden 2018 yılında "ekonomik saldırı" dediğimiz operasyonlara girişmişlerdi. Türkiye'nin gerçekten son 18 yılda gerçekleştirmiş olduğu atılımlar, yerinde Hamileler, yatırımlar, sosyal kültürel, ekonomik ve dış politikadaki başarılar birilerini rahatsız etmişti.
17_ 25 Aralık kumpasının ardından kredi derecelendirme kuruluşları, IMF ve Tabii diğer küresel anlamda ki ekonomik yapılar Türkiye'nin ekonomisini Hedef tahtasına koydular. Sahte ve muhteviyatı itibariyle gerçeklikten çok uzak raporlar gündeme getirilip Türkiye'mize yapılacak yatırımların önü kesilmeye çalışıldı.
Zihinler karıştırıldı ve burada yatırım yapan yabancı yatırımcıların ülkemizden çıkmaları hedeflendi. Ekonomiye darbe vurmak isteyenler TL ile uğraşarak Dolar - TL Kurunu 7 liranın üzerine çıkarmayı başarmışlardır. Fakat mevcut hükümetimizin yerinde müdahalesi ve aldığı tedbirler ile o dönemlerde halkın da dolar bozdurma kampanyasında verdiği destekle 5 lira bandına kadar inmiştir.
Aynı menfi çevreler bu sefer #COVID19 coronavirüs bahanesi ve sebebiyle geçici ekonomik kırılganlığı bahane ederek, bu son dönemde yeniden Harekete geçmiş Hatta daha da ileri giderek siyasi ortamlarda sürpriz bir şekilde Erken seçim ve benzeri iktidarın indirileceği sistem değişikliğine gidileceği gibi imalarla dillendirmeye başlamışlardır. En çok bunu dile getiren de Ana muhalefet partisi CHP olmuştur. Milli iradeye rağmen, sandıkların neticesi var iken iktidar olmak için sınır tanımamak! Yorum sizlerin..
Hattaki terbiye sınırını aşarak Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı Adnan Menderes'e benzeterek o'nun sonunun da idam olduğunu anlatmak istemişlerdir. Soyismi "zarakolu" adındaki bir yazar Adnan Menderes merhum Başbakan ile Sayın cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı kıyaslayarak, utanmazca "makus kaderden kaçış yok" ifadelerini kullanmıştır.
Başta temel hak ve özgürlüklerin ve diğer tüm alanlarda dünyanın gıpta ile baktığı TÜRKİYEME yönelik, yakışmayan, ard niyetli, samimiyetten uzak, kuru bir muhalefetin, sadece başarıyı çekememelerinden kaynaklanan söylemleridir.
Türkiye'miz inanıyorum ki; Erdemle irade ve cesaretle Aziz milletimizle birlikte, sağduyulu ve üretken yapısıyla, YERLİ ve MİLLİ SANAYİSİNİ, ÜRETİMİ her alanda zirve yaptırarak, dünyanın en önde gelen en güçlü ülkelerinden birisi olacaktır.
Bundan hiç şüphem yoktur. Sadece milli birlik ve beraberliğimizi bozmayalım. Muhalefetimizi yaparken dahi milli bir muhalefet yapmaya, yapıcı olmaya çalışalım.
#biz bize yeteriz diyorum.
Şu mübarek aylar hürmetine ülkemizin yapmış olduğu güzelliklerin, yatırımların, projelerin yanında durmaya devam edelim.
Kalın sağlıcakla Selam ve dua ile..
Tabii bu menfi unsurlar boş durmamış, hemen akabinden 2018 yılında "ekonomik saldırı" dediğimiz operasyonlara girişmişlerdi. Türkiye'nin gerçekten son 18 yılda gerçekleştirmiş olduğu atılımlar, yerinde Hamileler, yatırımlar, sosyal kültürel, ekonomik ve dış politikadaki başarılar birilerini rahatsız etmişti.
17_ 25 Aralık kumpasının ardından kredi derecelendirme kuruluşları, IMF ve Tabii diğer küresel anlamda ki ekonomik yapılar Türkiye'nin ekonomisini Hedef tahtasına koydular. Sahte ve muhteviyatı itibariyle gerçeklikten çok uzak raporlar gündeme getirilip Türkiye'mize yapılacak yatırımların önü kesilmeye çalışıldı.
Zihinler karıştırıldı ve burada yatırım yapan yabancı yatırımcıların ülkemizden çıkmaları hedeflendi. Ekonomiye darbe vurmak isteyenler TL ile uğraşarak Dolar - TL Kurunu 7 liranın üzerine çıkarmayı başarmışlardır. Fakat mevcut hükümetimizin yerinde müdahalesi ve aldığı tedbirler ile o dönemlerde halkın da dolar bozdurma kampanyasında verdiği destekle 5 lira bandına kadar inmiştir.
Aynı menfi çevreler bu sefer #COVID19 coronavirüs bahanesi ve sebebiyle geçici ekonomik kırılganlığı bahane ederek, bu son dönemde yeniden Harekete geçmiş Hatta daha da ileri giderek siyasi ortamlarda sürpriz bir şekilde Erken seçim ve benzeri iktidarın indirileceği sistem değişikliğine gidileceği gibi imalarla dillendirmeye başlamışlardır. En çok bunu dile getiren de Ana muhalefet partisi CHP olmuştur. Milli iradeye rağmen, sandıkların neticesi var iken iktidar olmak için sınır tanımamak! Yorum sizlerin..
Hattaki terbiye sınırını aşarak Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı Adnan Menderes'e benzeterek o'nun sonunun da idam olduğunu anlatmak istemişlerdir. Soyismi "zarakolu" adındaki bir yazar Adnan Menderes merhum Başbakan ile Sayın cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı kıyaslayarak, utanmazca "makus kaderden kaçış yok" ifadelerini kullanmıştır.
Başta temel hak ve özgürlüklerin ve diğer tüm alanlarda dünyanın gıpta ile baktığı TÜRKİYEME yönelik, yakışmayan, ard niyetli, samimiyetten uzak, kuru bir muhalefetin, sadece başarıyı çekememelerinden kaynaklanan söylemleridir.
Türkiye'miz inanıyorum ki; Erdemle irade ve cesaretle Aziz milletimizle birlikte, sağduyulu ve üretken yapısıyla, YERLİ ve MİLLİ SANAYİSİNİ, ÜRETİMİ her alanda zirve yaptırarak, dünyanın en önde gelen en güçlü ülkelerinden birisi olacaktır.
Bundan hiç şüphem yoktur. Sadece milli birlik ve beraberliğimizi bozmayalım. Muhalefetimizi yaparken dahi milli bir muhalefet yapmaya, yapıcı olmaya çalışalım.
#biz bize yeteriz diyorum.
Şu mübarek aylar hürmetine ülkemizin yapmış olduğu güzelliklerin, yatırımların, projelerin yanında durmaya devam edelim.
Kalın sağlıcakla Selam ve dua ile..