Hatay’da meydana gelen depremin izleri silinmeden bir deprem ve peşi sıra tsunami uyarısı daha yapıldı.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Musavver Didem Cambaz, olası İstanbul depreminden sonra tetiklenebilecek deniz altı heyelanından dolayı tsunami beklediklerini söyledi.
Dr. Cambaz, "5 Kasım Dünya Tsunami Farkındalık Günü" dolayısıyla Türkiye'deki riskli bölgeler ve yapılan çalışmalar hakkında değerlendirmelerde bulundu.
"MARMARA DENİZİ’NDE 6 METRE MERTEBESİNDE DALGALAR SÖZ KONUSU"
Türkiye'de riskli bölgelerin fay hatlarıyla ilişkili olduğuna işaret eden Cambaz, "Kuzey Anadolu Fay Hattı'ndan dolayı Marmara Denizi, Doğu Anadolu Fay Hattı ve devamındaki Ölüdeniz Fayı ile Akdeniz Helenik Yayı'ndan dolayı da Ege ve Akdeniz'de oluşacak depremler sonucu tüm denizlerimizde tsunami meydana gelmesi bekleniyor. Tarihsel kayıtlara da baktığımızda etrafımızdaki denizlerde tsunami var. Girit'in batısında 365, Girit'in güneydoğusunda 1303 yıllarında meydana gelen büyük depremler sonrası tsunamiler yaşanmış. Bunun için de bir yerde deprem oluyorsa yine olacaktır. Tsunami olmuşsa yine tsunami beklenmelidir." diye konuştu. İstanbul için tsunami tehlikesine dikkati çeken Cambaz, şöyle devam etti: "İstanbul için de tsunami beklediğimiz bir şey." Türkiye'de Harita Genel Müdürlüğünün 20, Kandilli Rasathanesinin 8 deniz seviyesi gözlem istasyonu ile gelişmelerin takip edildiğini belirten Cambaz, Marmara Denizi'ne 20 yeni çok disiplinli deniz seviyesi gözlem istasyonu kurulmasının planlandığını dile getirdi. Dr. Cambaz, deniz seviyesi gözlem istasyonlarıyla tsunami olup olmadığını, deniz seviyesindeki değişikliğin kaç metreye çıktığını ölçebildiklerinin altını çizerek, merkezlerinin 2017'de aldığı uluslararası akreditasyonla 13 ülkedeki toplam 21 abonesine 5,5 büyüklüğünün üzerindeki depremlerde bu tehlikeye dair bilgilendirme, gözlem ve uyarı mesajı yayınladığını ifade etti. Dünyada çeşitli denizlerde erken uyarı sistemlerinin bulunduğunu belirten Cambaz, "Tsunami Servis Sağlayıcı" ve "Ulusal Tsunami Uyarı Merkezi" olarak 2012'den bugüne dek bağlı bulundukları Kuzey Doğu Atlantik, Akdeniz ve bağlantılı denizlerdeki gözlem alanları içerisinde 45 uyarı mesajı yayımladıklarını kaydetti. Dr. Cambaz, Bodrum yakınlarında 2017'de Kos adasında ve 2020'de Ege Denizi'nde oluşan depremlerin tsunami konusunda farkındalık oluşmasına katkı sağladığını dile getirerek, "Hiç tsunami olmaz zannederken bu depremlerden sonra olabileceği ve birilerinin hayatını kaybedebileceği gündeme gelmiş oldu. Ege Denizi'nde 30 Ekim 2020’de meydana gelen depremde özellikle Seferihisar'da tsunami çok etkili oldu ve Sığacık'ta 1 kişi hayatını kaybetti ve önemli bir hasar da oldu" dedi. 1999'daki Marmara Depremi sonrasında da tsunaminin yaşandığını aktaran Cambaz, depremin yıkıcılığının yanında bunun ikincil bir afet olarak kaldığını belirtti.
"DEPREMDEN FARKLI OLARAK TSUNAMİ İÇİN ÖNLEM ALINABİLİR"
Deprem olduktan sonra denize yakın bir yerde olanların buradan uzaklaşması gerektiğini bildiren Dr. Musavver Didem Cambaz, şunları söyledi: "Deniz seviyesinin 2-3 metre mertebesinde yükselmesini azımsamamak gerekiyor. Yarım metre, 1 metre de olsa insanlar 'Ben yüzerim' diye düşünüyor ama 30 santimetrenin üzerindeki su dalgası sizi sürükleyebilme özelliğine sahip. Onun dışında, taşıdığı, sürüklediği cisimlerin size çarpması travma da yaratabilir. Bu durumda hiçbir şey yapamazsınız. Tsunamiye depremden farklı olarak önlem alınabilir. Deprem olduğunda siz bunu duyuyorsanız, bu sizin en büyük alarmınızdır." Birleşmiş Milletlerin 2015 yılı sonunda 5 Kasım'ı "Dünya Tsunami Farkındalık Günü" ilan ettiğini aktaran Cambaz, 2016'dan itibaren Kandilli Rasathanesinin de ülkede farkındalık oluşturulması için çok çeşitli çalışmalar yürüttüğünü ifade etti.
Haber Merkezi
ABDULVAHİT GÜRASLAN