Hatay’da yıllardır kaçak yapılaşmanın önü alınamıyor. Antakya adeta kaçak yapılaşmanın esiri olurken, hükumetin 2017 yılında çıkarttığı imar affı sonrasında da kaçak yapılaşmanın önüne geçilemedi. İmar affıyla gelen yasal süreçlere günümüzde de uyulmazken ardı ardına yükselen kaçak yapılar, kentin kimliğini bozuyor. Deprem riskine rağmen denetlenmeyen, kaçak katların yapıldığı, daha uygun fiyata satmak için malzemeden kaçınıldığı dönemde bu binaları kimlerin denetlediği ise bilinmiyor. Hatay’ın birinci derecede deprem kuşağında olmasına rağmen, müteahhitler tarafından adeta obezleştirilen binalar, sadece müteahhitleri zengin etmeye yarıyor. Binada oturanları türlü tehlikeler beklerken, bu tür yapılar ucuz diye konut fiyatlarının arttığı günümüzde peynir ekmek gibi satılıyor.
BU BİNALARI KİM DENETLİYOR?
Her türlü sahtekarlığın yapıldığı binalarda malzemeden çalmaktan, kaçak kat çıkılmaya, otopark kuralına uygunsuzluktan yeşil alan eksikliğine kadar her türlü donatı mahrum bırakılıyor. Kurallara, kanunlara uyulmadan yapılan binalar ise denetlenmiyor. Hiçbir belediye üzerine düşeni yapmazken, halk, teneke evlerde oturmaya mahkum ediliyor. Demirden çimentoya, inşaat malzemelerinden suya kadar her şeye ardı ardına zam gelirken, zamlardan kaçınmak isteyen vatandaşlar maliyeti uygun ancak hiçbir koruyuculuğu olmayan bu obezleştirilmiş binaları tercih ediyor. Duyarlı vatandaşlar, bu tür binalara artık izin verilmemesi gerektiğini belirttiler. Maliyeti uygun ancak hiçbir koruyuculuğu ve donatı alanı bulunmayan beton yığınlarının kentin siluetini bozduğunu belirten vatandaşlar, belediyelerden bu binaların bir an önce denetlenerek mühürlenmesini ve yıkılmasını, halkın da sağlığının bu şekilde korunmaya alınmasını istiyor.
(Samim Selçuk)
BU BİNALARI KİM DENETLİYOR?
Her türlü sahtekarlığın yapıldığı binalarda malzemeden çalmaktan, kaçak kat çıkılmaya, otopark kuralına uygunsuzluktan yeşil alan eksikliğine kadar her türlü donatı mahrum bırakılıyor. Kurallara, kanunlara uyulmadan yapılan binalar ise denetlenmiyor. Hiçbir belediye üzerine düşeni yapmazken, halk, teneke evlerde oturmaya mahkum ediliyor. Demirden çimentoya, inşaat malzemelerinden suya kadar her şeye ardı ardına zam gelirken, zamlardan kaçınmak isteyen vatandaşlar maliyeti uygun ancak hiçbir koruyuculuğu olmayan bu obezleştirilmiş binaları tercih ediyor. Duyarlı vatandaşlar, bu tür binalara artık izin verilmemesi gerektiğini belirttiler. Maliyeti uygun ancak hiçbir koruyuculuğu ve donatı alanı bulunmayan beton yığınlarının kentin siluetini bozduğunu belirten vatandaşlar, belediyelerden bu binaların bir an önce denetlenerek mühürlenmesini ve yıkılmasını, halkın da sağlığının bu şekilde korunmaya alınmasını istiyor.
(Samim Selçuk)