Birleşmiş Milletler raporuna göre, dünya nüfusunun 2050'de 9,6 milyara ulaşması bekleniyor. Türkiye'ye ilişkin nüfus beklentisi ise yaklaşık 95 milyon olarak öngörülüyor.
2050 yılında dünya nüfusunun %70’inden fazlasının kentsel alanlarda yaşayacağı beklenmektedir.Kentleşme, yaşam tarzlarına ve tüketim kalıplarına da değişiklikler getirecektir. Kentsel nüfusun payı giderek artarken, kırsal alanlar oldukça uzun bir süre için yoksul ve aç çoğunluğa ev sahipliği yapacaktır. İnsanlar,sıcak noktalar ve ekolojik olarak hassas alanlarda yaşayabilmek için yüksek nüfus koşulları ve kötüleşen ekosistemler ile başa çıkmak zorunda kalacaktır. Giderek artan gübre, pestisit ve herbisitlerin kullanımı toprak ve suların kirlenmesine neden olmakta ve insan sağlığını tehdit etmektedir. Tarım sektörü, küresel sera gazı salınımlarının üçte birinden sorumlu tutulmaktadır. Ormanların ve otlakların tarım alanlarına dönüştürülmesi ve iklim değişikliği nedeniyle biyolojik çeşitlilik de azalmaktadır.
Tüm bu olumsuzluklarla üretilen gıdanın 1/3’ü (yaklaşık 1,3 milyar ton) atık ya da kayıp edilmektedir. Tüketilen gıdanın %50’si olan 300 milyon ton gıda maddesi çöpe atılmaktadır. Gıda atıkları tüm bu etmenlerden dolayı önem arz eden bir konu olmakla birlikte covid-19 süreci nedeniyle önemi daha da artmaktadır.
Beslenme eksikliğinin ve dengesizliğinin önüne geçebilmek için, ki covid-19 ile mücadelede oldukça önemli, gıda atıklarının en az yüzde 50 oranında azaltılması gerekmektedir.
2050 yılında dünya nüfusunun %70’inden fazlasının kentsel alanlarda yaşayacağı beklenmektedir.Kentleşme, yaşam tarzlarına ve tüketim kalıplarına da değişiklikler getirecektir. Kentsel nüfusun payı giderek artarken, kırsal alanlar oldukça uzun bir süre için yoksul ve aç çoğunluğa ev sahipliği yapacaktır. İnsanlar,sıcak noktalar ve ekolojik olarak hassas alanlarda yaşayabilmek için yüksek nüfus koşulları ve kötüleşen ekosistemler ile başa çıkmak zorunda kalacaktır. Giderek artan gübre, pestisit ve herbisitlerin kullanımı toprak ve suların kirlenmesine neden olmakta ve insan sağlığını tehdit etmektedir. Tarım sektörü, küresel sera gazı salınımlarının üçte birinden sorumlu tutulmaktadır. Ormanların ve otlakların tarım alanlarına dönüştürülmesi ve iklim değişikliği nedeniyle biyolojik çeşitlilik de azalmaktadır.
Tüm bu olumsuzluklarla üretilen gıdanın 1/3’ü (yaklaşık 1,3 milyar ton) atık ya da kayıp edilmektedir. Tüketilen gıdanın %50’si olan 300 milyon ton gıda maddesi çöpe atılmaktadır. Gıda atıkları tüm bu etmenlerden dolayı önem arz eden bir konu olmakla birlikte covid-19 süreci nedeniyle önemi daha da artmaktadır.
Beslenme eksikliğinin ve dengesizliğinin önüne geçebilmek için, ki covid-19 ile mücadelede oldukça önemli, gıda atıklarının en az yüzde 50 oranında azaltılması gerekmektedir.