Türk Sanat müziğinin efsanevi sesi, Devlet Sanatçısı unvanına sahip Muazzez Abacı, 78 yaşında hayatını kaybetti. Türkiye’nin güçlü seslerinden biri olarak kabul edilen sanatçı, bir süredir kızı Saba Abacı’yı ziyaret etmek için bulunduğu Amerika Birleşik Devletleri’nde rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmıştı. Kalp rahatsızlığı nedeniyle bir süredir tedavi altında olduğu öğrenilen Abacı, yapılan tüm müdahalelere rağmen 12 Kasım 2025 tarihinde yaşamını yitirdi. Acı haberi, sanatçının menajeri Taner Budak kamuoyuna duyurdu.1947 yılında Ankara’da dünyaya gelen Muazzez Abacı, Türk sanat müziğine getirdiği güçlü yorum ve duygusal derinlikle müzik tarihine adını altın harflerle yazdırdı.
Kariyerine 1970’li yıllarda başlayan sanatçı, kısa sürede “Vurgun”, “Seni Seviyorum”, “Şakayık”, “Gözlerinde Son Gece” gibi unutulmaz eserlerle müzikseverlerin gönlünde taht kurdu. Sahnede klasik Türk müziğinin zarafetini modern bir tınıyla buluşturan Abacı, hem güçlü sesi hem de duruşuyla sanat camiasında örnek bir figür olarak gösterildi.1998 yılında Devlet Sanatçısı unvanına layık görülen Abacı, bu unvanla yalnızca müziğe değil, Türkiye’nin kültürel mirasına yaptığı katkılarla da takdir topladı. Sanat yaşamı boyunca sahne disiplini, yorum gücü ve klasiklere kattığı duygusal yorumlarla ön plana çıkan Abacı, Türk müziğini kuşaklar arası bir değer olarak yaşatmayı başardı.Muazzez Abacı’nın vefatı, yalnızca sanat dünyasında değil, Türkiye’nin kültürel hafızasında da derin bir boşluk yarattı. Müzik dünyasından birçok isim, sosyal medya üzerinden taziye mesajları paylaşarak sanatçının Türk müziğine yaptığı katkılara vurgu yaptı. Sevenleri, onun şarkılarını yıllar boyunca aynı duyguyla dinlemeye devam edecek. Abacı, ardında onlarca albüm, yüzlerce unutulmaz şarkı ve sahnede bıraktığı asil bir mirasla anılacak.Sanat dünyasının “naif sultanı” olarak anılan Muazzez Abacı, güçlü sesiyle olduğu kadar, zarif kişiliğiyle de hatırlanacak. Türk sanat müziğinin duygusal kimliğini temsil eden bu büyük sanatçı, geride bıraktığı eserlerle yeni kuşaklara ilham olmaya devam edecek.ABDULVAHİT GÜRASLAN
Kariyerine 1970’li yıllarda başlayan sanatçı, kısa sürede “Vurgun”, “Seni Seviyorum”, “Şakayık”, “Gözlerinde Son Gece” gibi unutulmaz eserlerle müzikseverlerin gönlünde taht kurdu. Sahnede klasik Türk müziğinin zarafetini modern bir tınıyla buluşturan Abacı, hem güçlü sesi hem de duruşuyla sanat camiasında örnek bir figür olarak gösterildi.1998 yılında Devlet Sanatçısı unvanına layık görülen Abacı, bu unvanla yalnızca müziğe değil, Türkiye’nin kültürel mirasına yaptığı katkılarla da takdir topladı. Sanat yaşamı boyunca sahne disiplini, yorum gücü ve klasiklere kattığı duygusal yorumlarla ön plana çıkan Abacı, Türk müziğini kuşaklar arası bir değer olarak yaşatmayı başardı.Muazzez Abacı’nın vefatı, yalnızca sanat dünyasında değil, Türkiye’nin kültürel hafızasında da derin bir boşluk yarattı. Müzik dünyasından birçok isim, sosyal medya üzerinden taziye mesajları paylaşarak sanatçının Türk müziğine yaptığı katkılara vurgu yaptı. Sevenleri, onun şarkılarını yıllar boyunca aynı duyguyla dinlemeye devam edecek. Abacı, ardında onlarca albüm, yüzlerce unutulmaz şarkı ve sahnede bıraktığı asil bir mirasla anılacak.Sanat dünyasının “naif sultanı” olarak anılan Muazzez Abacı, güçlü sesiyle olduğu kadar, zarif kişiliğiyle de hatırlanacak. Türk sanat müziğinin duygusal kimliğini temsil eden bu büyük sanatçı, geride bıraktığı eserlerle yeni kuşaklara ilham olmaya devam edecek.ABDULVAHİT GÜRASLAN 












