Alevi Kanaat Önderlerinden Şeyh Sedat Bilgin Yeni Zelanda’da yaşanan terör saldırısını yazılı olarak yayınladığı mesaj ile sert bir dille kınadı ve lanetledi.
Bilgin; yayınladığı mesajında şu ifadeleri kullandı. " Adının Breton Tarrant olduğu iddia edilen saldırgan’ın, saldırı için seçtiği yer ve zamandan silahların üzerine kimi İslâm karşıtı teröristlerin ve Müslümanlara karşı mücadele etmiş tarihi kişilerin isimlerinin yazılı olmasına, katliamın yapılma biçimine, saldırı anının Facebook’ta yayınlanmasına kadar birçok sembol İslâmifobya’nın ne ölçüde tehlikeli bir aşamaya geldiğini göstermektedir. Saldırganın saldırıdan önce Türkleri de hedef alan 74 sayfalık manifesto yayınladığı, manifestoda Türklerin Avrupa’dan tamamen söküleceğinin ve İstanbul’daki bütün camilerin yıkılarak, Ayasofya’nın kiliseye çevrileceğinin ifade edildiği bilgisi, şeytanca niyetleri olan odakların, insanlığa dine dayanarak vahim, korkunç bir kurgu ve komplo kurduklarını göstermektedir. Daha önceden benzer versiyonlarını Avrupa ve ABD’nin birçok şehrinde gördüğümüz bu saldırılar, dini inançların, siyasal güç mücadeleleri ve sömürü hesapları için kullanılmasından kaynaklanmaktadır. İslâmifobi ile ortak insanlık medeniyetimizin, insan hakları, bir arada barış içinde yaşama, özgürlük gibi temel ilkeleri fütursuzca, sorumsuzca çiğnenmekte Müslümanlara, İslâm kültür, uygarlık ve yaşama biçimine nefret köpürtülmektedir. Dünyanın barışa en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde, kimi ülkeler, dinler çatışmasını körükleyecek tarzda İslam karşıtlığını adeta siyasi tutuma dönüştürmüştür. Bu çok korkunç ve tehlikeli bir yoldur. Kimi batılı ülkelerin, sokaklara, caddelere, mabetlere korku salan, hayatın ritmini, düzenini, huzurunu bozan bu çarpık, sahte ve ikiyüzlü yaklaşımı, kendi ülkeleri ve insanlık için felaketten başka bir şey getirmedi, Biz, ırkı, dili, dini, inancı coğrafyası ne olursa olsun medeniyet değerlerinin bütün insanlara ait olduğunu, düşünerek insana daima insan olarak baktık yani yaratılanı yaratandan ötürü sevdik ve seviyoruz. Ölüm ve kan üzerine kurulu hiçbir girişimi, oluşumu, yaklaşımı kabul edemeyiz. Özellikle batılı aydın ve siyasetçiler, fazla vakit geçirmeden yuvarlanmakta oldukları uçurumun kıyısından dönmeli, insanlığın huzuru, mutlu geleceği için kayıtsız koşulsuz barışı ve insan haklarını desteklemelidir. Herkes, başta siyasiler, yöneticiler, aydınlar, sivil toplum örgütleri, gazeteciler olmak üzere dünyanın bütün insanları sorumlu davranmalı, haktan, adaletten, mazlumdan yana tavır almalıdırlar. Bu duygu ve düşüncelerle, insanlıktan, nasibini almamış zihniyetin ve ruh halinin sonucu olan terör saldırısını şiddetle kınıyor, faillerini, demeçleri, yazıları, tavırları ile bu nefret ortamına zemin hazırlayanları lanetliyorum. Saldırıda hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Dedi.’’
(Haber Merkezi)
Bilgin; yayınladığı mesajında şu ifadeleri kullandı. " Adının Breton Tarrant olduğu iddia edilen saldırgan’ın, saldırı için seçtiği yer ve zamandan silahların üzerine kimi İslâm karşıtı teröristlerin ve Müslümanlara karşı mücadele etmiş tarihi kişilerin isimlerinin yazılı olmasına, katliamın yapılma biçimine, saldırı anının Facebook’ta yayınlanmasına kadar birçok sembol İslâmifobya’nın ne ölçüde tehlikeli bir aşamaya geldiğini göstermektedir. Saldırganın saldırıdan önce Türkleri de hedef alan 74 sayfalık manifesto yayınladığı, manifestoda Türklerin Avrupa’dan tamamen söküleceğinin ve İstanbul’daki bütün camilerin yıkılarak, Ayasofya’nın kiliseye çevrileceğinin ifade edildiği bilgisi, şeytanca niyetleri olan odakların, insanlığa dine dayanarak vahim, korkunç bir kurgu ve komplo kurduklarını göstermektedir. Daha önceden benzer versiyonlarını Avrupa ve ABD’nin birçok şehrinde gördüğümüz bu saldırılar, dini inançların, siyasal güç mücadeleleri ve sömürü hesapları için kullanılmasından kaynaklanmaktadır. İslâmifobi ile ortak insanlık medeniyetimizin, insan hakları, bir arada barış içinde yaşama, özgürlük gibi temel ilkeleri fütursuzca, sorumsuzca çiğnenmekte Müslümanlara, İslâm kültür, uygarlık ve yaşama biçimine nefret köpürtülmektedir. Dünyanın barışa en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde, kimi ülkeler, dinler çatışmasını körükleyecek tarzda İslam karşıtlığını adeta siyasi tutuma dönüştürmüştür. Bu çok korkunç ve tehlikeli bir yoldur. Kimi batılı ülkelerin, sokaklara, caddelere, mabetlere korku salan, hayatın ritmini, düzenini, huzurunu bozan bu çarpık, sahte ve ikiyüzlü yaklaşımı, kendi ülkeleri ve insanlık için felaketten başka bir şey getirmedi, Biz, ırkı, dili, dini, inancı coğrafyası ne olursa olsun medeniyet değerlerinin bütün insanlara ait olduğunu, düşünerek insana daima insan olarak baktık yani yaratılanı yaratandan ötürü sevdik ve seviyoruz. Ölüm ve kan üzerine kurulu hiçbir girişimi, oluşumu, yaklaşımı kabul edemeyiz. Özellikle batılı aydın ve siyasetçiler, fazla vakit geçirmeden yuvarlanmakta oldukları uçurumun kıyısından dönmeli, insanlığın huzuru, mutlu geleceği için kayıtsız koşulsuz barışı ve insan haklarını desteklemelidir. Herkes, başta siyasiler, yöneticiler, aydınlar, sivil toplum örgütleri, gazeteciler olmak üzere dünyanın bütün insanları sorumlu davranmalı, haktan, adaletten, mazlumdan yana tavır almalıdırlar. Bu duygu ve düşüncelerle, insanlıktan, nasibini almamış zihniyetin ve ruh halinin sonucu olan terör saldırısını şiddetle kınıyor, faillerini, demeçleri, yazıları, tavırları ile bu nefret ortamına zemin hazırlayanları lanetliyorum. Saldırıda hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Dedi.’’
(Haber Merkezi)