Osmanlı Devleti müttefikleri ile beraber Birinci Dünya Savaşına katılmış ve bir çok cephede savaşmak mecburiyetinde kalmıştır ki bu cephelerden biri de Suriye - Filistin cephesidir. Dünya Savaşında Fransızlarla yaptığımız savaşlarda bizleri sırtımızdan vurarak ayaklanan Ermeni çetelerini bastırmak amacıyla görevlendirilen kahraman askerlerimizi şehit eden ve bu da yetmezmiş gibi, yaralanarak hastaneye kaldırılan askerlerimizi Ermeni doktorlar tarafından zehirlenmesiyle Şehit edilen yaklaşık 1500 vatan evladımızın defnedildiği alan olan buraya, 1914 yılında Fıkra Komutanı Yarbay Musa Kazım Bey tarafından ölümlerin ordu ve halk arasında uyandırdığı büyük üzüntünün sembolü olarak, şehitlerin gömüldükleri mezarların yanına dikilmiş anlamlı bir anıttır.
Ermeni terör saldırıları ve isyan hareketlerini bastırmak üzere 41. tümen fırkası kurulmuştur. İşte bu amaçla kurulan ve vatan millet müdafaası esnasında şehit olan askerlerimiz anısına ilk olarak 1916 yılında Yarbay Musa Kazım Bey tarafından inşa edilen ve 2500 metre² alan üzerinde takriben 1500 şehidimizin defnedildiği, şimdiki toplam alanı ise 284 metre² alan üzerine şu kıymetli Abide restore edilerek son halini almıştır.
Her anıt her abide bir mana ihtiva eder, bir anlam taşır ve bir mesaj verir. 41. Fırka Şehitler Abidesinin de taşıdığı en temel mesaj; vatan topraklarının kolay kazanılmadığı ve kolay müdafaa edilmediği, dir Fransızların Hatay’ı işgalinden sonra Ermeniler tarafından yıkılmak istenilen bu anıt, vatansever Belen Halkının şiddetle karşı koyması ile korunabilmiş ve Hatay’ın Anavatana kavuşmasında ve 5 Temmuz 1938’de Hatay’a ilk giren Piyade Alay Komutanı Kurmay Albay Şükrü Kanadlı’nın emri ile onarılmış, 12 Eylül 1980 İskenderun 39. Mknz. PiyadeTugay Komutanı Tuğgeneral Kenan Güven tarafından yeniden yaptırılmış, çevre düzenlemeside, Belen Belediyesince düzenlenmiştir.
Bülent Ecevit’in gazetecilik yaptığı yıllarda, 10 Kasım 1953 günü Anıtkabir’i ziyaret ediyor. O yıl Hatay’ın Türkiye’ye katılışının 15 yılıdır. Yazısında Anıtkabir’in inşası hakkında bilgiler veriyor. Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan yazısında Yayladağı taşını şöyle anlatıyı;
Ben, Hatay taşı.
On beş yıldır Türkiye’nin yurttaşı.
Serilmişim Ata’nın, yurdumu yurduna katanın ayaklarına.
Beni şeref yerine koymuşlar.
Ermeni terör saldırıları ve isyan hareketlerini bastırmak üzere 41. tümen fırkası kurulmuştur. İşte bu amaçla kurulan ve vatan millet müdafaası esnasında şehit olan askerlerimiz anısına ilk olarak 1916 yılında Yarbay Musa Kazım Bey tarafından inşa edilen ve 2500 metre² alan üzerinde takriben 1500 şehidimizin defnedildiği, şimdiki toplam alanı ise 284 metre² alan üzerine şu kıymetli Abide restore edilerek son halini almıştır.
Her anıt her abide bir mana ihtiva eder, bir anlam taşır ve bir mesaj verir. 41. Fırka Şehitler Abidesinin de taşıdığı en temel mesaj; vatan topraklarının kolay kazanılmadığı ve kolay müdafaa edilmediği, dir Fransızların Hatay’ı işgalinden sonra Ermeniler tarafından yıkılmak istenilen bu anıt, vatansever Belen Halkının şiddetle karşı koyması ile korunabilmiş ve Hatay’ın Anavatana kavuşmasında ve 5 Temmuz 1938’de Hatay’a ilk giren Piyade Alay Komutanı Kurmay Albay Şükrü Kanadlı’nın emri ile onarılmış, 12 Eylül 1980 İskenderun 39. Mknz. PiyadeTugay Komutanı Tuğgeneral Kenan Güven tarafından yeniden yaptırılmış, çevre düzenlemeside, Belen Belediyesince düzenlenmiştir.
Bülent Ecevit’in gazetecilik yaptığı yıllarda, 10 Kasım 1953 günü Anıtkabir’i ziyaret ediyor. O yıl Hatay’ın Türkiye’ye katılışının 15 yılıdır. Yazısında Anıtkabir’in inşası hakkında bilgiler veriyor. Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan yazısında Yayladağı taşını şöyle anlatıyı;
Ben, Hatay taşı.
On beş yıldır Türkiye’nin yurttaşı.
Serilmişim Ata’nın, yurdumu yurduna katanın ayaklarına.
Beni şeref yerine koymuşlar.