Çağdaş insanın hem ruhsal hem fiziksel güce ihtiyacı olduğu doğrudur… Şimdiye dek okuduğum kitaplardan toparladığımda: Eğer bir insan sadece fiziksel olarak güçlü ise ruhsal zayıf rahatsızlığına yakalanmış olabilir. Ruhsal anemi hastalığı gibi ve bu aneminin sebebi gerçekleşmemiş istekler, hayaller veya hayal kırıklıklarıdır…
Şahsi düşünceme gelince, bir insan hayallerini, hayattan beklentilerini ve isteklerini kontrollü ve yapabileceği şekilde istemesi gerekir ve hayal kırıklığına uğrayıp mutsuz olmayı engellemiş olur. Nasıl bir şehirde, nasıl bir evde ne şekilde yaşamak istediğimizin hayalini kurmak hepimizin en doğal hakkı. Ama şu bir gerçek ki her şeyin dozu ayarlı olmalı her işte her şeyde olması gerektiği gibi. Yani dostlar senin bahçendeki toprak ve iklim koşulları uygun olmayıp tropikal meyve yetiştirmeye kalkışırsan ne olur? İşte tam da düşündüğün gibi, olmaz’’. Birçoğumuz bunu yapıyor ve mutsuz oluyoruz, ben böyle olacağını bilmezdim. Hayır! Bilmelisin sadece biraz düşünceni makul tutman lazım… Şimdi bu satırları okuyan arkadaşım, sen burada bahçende portakal, hurma, ananas, avokado ektin farz edelim, olur mu? Yetişir mi? Elbette hayır! Peki, onların yerine elma, armut, erik dikseydin yetişir miydi? Ebette yetişirdi. Hem de onlar seni mutlu ederlerdi... Şunu bilmek ve unutmamak lazım dostlar: Hayatımızı bir bahçe olarak düşünelim ve onun toprağını iklim koşullarını bilelim, bilelim ki onda yetişecek olan çiçekleri ağaçları dikelim, dikelim ki açınca kokusunu alalım, olunca meyvesini yiyelim… Kendimizde hayatımızdaki yağmurlara fırtınalara keskin güneşte solmayacak isteklerimiz olsun. Beklentilerimiz, hayallerimiz, isteklerimiz gerçekçi olmalı… İnsan aklı soyuttan ziyade somutu dikkate alan ve somuttan etkilenen bir keyfiyete sahiptir… Dolayısıyla hedeflediğimiz, “yapabileceğimiz” hayalimizi kuralım ve beyin onu gerçekleştirmesi için her şeyi sağlayacaktır. Karma yasasını unutmayın.(sebep-sonuç) Ne ekerseniz onu biçersiniz. Ne düşünüyorsanız o olur. Hoparlörden gelen müziği duyabilirsiniz ama ses titreşimlerini gözlerinizle göremezsiniz. Fiziksel gözlerinizle bu gibi şeyleri göremezsiniz ama bir parçanız bu görünmez şeylerin bilincindedir. O yüzden beklentilerimizi isteklerimizi makul ve gerçeğe yakın tutalım, tutalım!
Şahsi düşünceme gelince, bir insan hayallerini, hayattan beklentilerini ve isteklerini kontrollü ve yapabileceği şekilde istemesi gerekir ve hayal kırıklığına uğrayıp mutsuz olmayı engellemiş olur. Nasıl bir şehirde, nasıl bir evde ne şekilde yaşamak istediğimizin hayalini kurmak hepimizin en doğal hakkı. Ama şu bir gerçek ki her şeyin dozu ayarlı olmalı her işte her şeyde olması gerektiği gibi. Yani dostlar senin bahçendeki toprak ve iklim koşulları uygun olmayıp tropikal meyve yetiştirmeye kalkışırsan ne olur? İşte tam da düşündüğün gibi, olmaz’’. Birçoğumuz bunu yapıyor ve mutsuz oluyoruz, ben böyle olacağını bilmezdim. Hayır! Bilmelisin sadece biraz düşünceni makul tutman lazım… Şimdi bu satırları okuyan arkadaşım, sen burada bahçende portakal, hurma, ananas, avokado ektin farz edelim, olur mu? Yetişir mi? Elbette hayır! Peki, onların yerine elma, armut, erik dikseydin yetişir miydi? Ebette yetişirdi. Hem de onlar seni mutlu ederlerdi... Şunu bilmek ve unutmamak lazım dostlar: Hayatımızı bir bahçe olarak düşünelim ve onun toprağını iklim koşullarını bilelim, bilelim ki onda yetişecek olan çiçekleri ağaçları dikelim, dikelim ki açınca kokusunu alalım, olunca meyvesini yiyelim… Kendimizde hayatımızdaki yağmurlara fırtınalara keskin güneşte solmayacak isteklerimiz olsun. Beklentilerimiz, hayallerimiz, isteklerimiz gerçekçi olmalı… İnsan aklı soyuttan ziyade somutu dikkate alan ve somuttan etkilenen bir keyfiyete sahiptir… Dolayısıyla hedeflediğimiz, “yapabileceğimiz” hayalimizi kuralım ve beyin onu gerçekleştirmesi için her şeyi sağlayacaktır. Karma yasasını unutmayın.(sebep-sonuç) Ne ekerseniz onu biçersiniz. Ne düşünüyorsanız o olur. Hoparlörden gelen müziği duyabilirsiniz ama ses titreşimlerini gözlerinizle göremezsiniz. Fiziksel gözlerinizle bu gibi şeyleri göremezsiniz ama bir parçanız bu görünmez şeylerin bilincindedir. O yüzden beklentilerimizi isteklerimizi makul ve gerçeğe yakın tutalım, tutalım!