Duanın zıddı olan beddua, kişinin sarf ettiği çirkin kelimelerin yankılanarak kendisine geri dönmesi gibidir. Şöyle ki; Hz. Muhammed (s.a.s.), beddua, edilen kişiye gider ancak kişi bedduaya layık değilse sahibine geri döner buyurmuşlardır. Yapılan iyiliklerin kişiye iyilik olarak döndüğü gibi, kötülükler de kötülük olarak döner. Allah’u Teâlâ (c.c) Kur’an’da her zaman sözün güzelini söyleyin buyurur. Sadece sevdiklerimize bizi mutlu edenlere değil, her şeye rağmen herkese sözün güzelini söylemek erdemdir. Yapacak hiç bir şeyi kalmamış zavallı insanların son çare gibi gördüğü sığınağıdır beddua… Aklını kullanabilen insan namlunun ucu kendine dönükken silahı ateşlemez. El açıp kendi aleyhine dua etmek akıl karı değil. Beddua başkalarının kötülüğünü istemektir. Oysa insan kendisi için istediğini din kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz. Ayrıca dilde kötü durduğu gibi kalbi de çirkinleştirir. İnsan kalbinde köklü bir nefret taşımıyorsa, başkasının belaya uğraması için yakaramaz. Bir insanın kötülüğünü isteyecek kadar içinde nefret taşımak, kişinin kalbini karartır ve mutsuz eder. Cabir (r.a)’dan rivayet edildiğine göre, Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: “Kendinize beddua etmeyiniz. Çocuklarınıza beddua etmeyiniz. Mallarınıza da beddua etmeyiniz ki duaların kabul olunacağı bir saate rastlarsınız da bedduanız kabul olunmuş olur.” (Müslim) İnsanın kalbini ve dilini güzel sözle güzelleştirmesi, her şeyden önce kendi hayrı ve mutluluğu içindir. Zira hayır düşünen ve konuşan hayır, şer düşünen ve şer konuşan fesat kalpler şer bulur.
Yazarlar
Yayınlanma: 04 Ocak 2019 - 16:19
BEDDUA
Duanın zıddı olan beddua, kişinin sarf ettiği çirkin kelimelerin yankılanarak kendisine geri dönmesi gibidir
Yazarlar
04 Ocak 2019 - 16:19