Dörtyol Belediye Başkanı Yaşar Toksoy görev süresi içerisinde basının kuruluşlarının belediye çalışmalarına ve şahsına karşı ortaya koyduğu tarafsız tavır ve katkılarından dolayı teşekkür etti.
Dörtyol Belediye Başkanı Yaşar Toksoy süreç ve gelişmeler hakkında da kamuoyunu bilgilendirici bir basın açıklaması yaparak; "Saygı değer Dörtyollu hemşerilerim, Kıymetli gönül dostlarım!
Veda etmek, veda cümleleri kurmak zordur tabii...
Belediye başkanlıkları “Ateşten Gömlek” gibidir. Biz bu gömleği halka ve Hakk’a hizmet yolunda seve seve giydik. Gerek Kuzuculu Belediye Başkanlığım, gerek Dörtyol Belediye Başkanlığım dönemleri içinde çok büyük yetki ve sorumluluklar emanet ettiniz. Bu yetki ve sorumluluk bilinciyle sizlere hizmet etme ve sizlerin hizmetinde ve hizmetkarı olma şerefine ulaştım. Haklarınız var. Helâl etmenizi hassaten rica ediyorum. Eğer varsa benim de hakkım, sizlere helal-hoş olsun.
Dörtyol’da güzel işler yapıldıysa bu tek başına belediye başkanının veya meclis üyelerinin ve mesai arkadaşlarımın eseri değildir. Bu işe gönül veren, el birliği ile çalışan hepimizin eseridir. Bunun dışında varsa eksiklerimiz bana, başarılar siz gönül dostlarımızın hemşerilerimizin meclis üyelerimizin ve omurgalı yol arkadaşlarımızın ve mesai arkadaşlarımızındır. “Sevdamız Dörtyol” adına bugüne kadar bizlere destek veren herkese şükranlarımı sunuyorum.” dedi.
MAKAMLAR GELİP GEÇİCİDİR
Makamların gelip geçici ve aynı zamanda birer imtihan olduğunu da vurgulayan Dörtyol Belediye Başkanı Yaşar Toksoy; “Değerli hemşerilerim! Her şey Belediye Başkanlığı değildir. Makamlar bir bayrak yarışı olup gelip geçicidir. Bizim manevi dünyamızda makam, bir lütuf olduğu kadar aynı zamanda bir imtihandır. İnsanı Musalla Taşı’na koyduklarında “Er kişi niyetine!” diyecekler. İyilerin iyiliği, kötülerin kötülüğü söylenecek. Bu ilahi bir tecellidir.
Bizi üzen bu değildir. Cevabını merhum Abdurrahim Karakoç veriyor:
“Beden ölür, çürür, cana bakın siz.
Kim kiminle yürür ona bakın siz.
Bırakınız dönsün dönme dolaplar,
Hakk’tan hakikatten yana bakın siz!”
Biz buradayız.
BAŞIMIZ DİK, VİCDANIMIZ RAHAT!
Karanlığın en koyu noktası, aydınlığa en yakın olduğumuz andır. Hiç bir şey bitmedi. Belki de her şey yeni başlıyor. İçinde bulunduğumuz durum yeniden doğuşumuzun müjdesi olacaktır. Bundan sonra da yapılan her iyi işin yanında, her kötülüğün karşısında olacağız. Memleketimiz için var gücümüzle çalışacak ve hep birlikte mücadeleye devam edeceğiz.
Bizim ülkümüz, vatan şairi Namık Kemal’in şu mısralarında tecelli bulur:
“Felek her türlü esbap-ı cefasın toplasın gelsin,
Dönersem Kahbeyim millet yolunda bin azimetten!”
Sevgili hemşerilerim, Biz yavan ekmeği paylaşan bir nesiliz. Varlığı da yokluğu da biliriz...
İnandığımız değerler için; cefayı sonuna kadar çekeriz... Vefayı fazlasıyla öderiz. Faydalı olabildiğimiz sürece mutlu oluruz.
Nereden geldiğimizi, kim olduğumuzu, nerde olduğumuzu ve yarınlarda bizi ve bizleri hangi sorumlulukların beklediğini bilen bir yapıdan geliyoruz. Bu düşünceden hareketle sorumluluğumuzun gereğiyle hareket ederiz. Hiçbir zaman beraber yola çıktıklarımızı, yolda bulduklarımızla değişmeyiz. Ezanla başlayan, Musalla Taşı’nda helallik alan hayat çizgimize göre düşünür ve ona göre yaşarız.
BEN BİR DAVA ADAMIYIM
Değerli hemşerilerim, Ben bir dava adamıyım! Benim dava felsefem ve siyasetteki duruşum, bu günkü konumumun izahı ve belki de asıl gerekçesidir. Geçen zaman içinde tecrübeler edindik. Önce dava adamlığını, sonra davanın siyasetini öğrendik. Anladım ki siyaset bir duruştur. Hep dik durdum! Satmadım, satılmadım! Dava adına omurgalı ve dik duramayanlar, bir karakter sınavından geçtiklerini bilmezler ve halkın yüce vicdanında mahkûm olurlar. Siyasi hırs ve nefislerinin kölesi olanlar güvenilmez ve değişken siyasi bir figür olarak ağız değiştirirler. Bunlar ülkücülüğün zenneleri ve konjonktür adamlarıdır. Selentere aydınlar için asıl olan davanın siyaseti değil, siyasetin davasıdır. Türk milliyetçiliğinin siyasi tarihini yazanlar, gerçek ülkücülerle, ülkücülükten geçinenleri ayırt edecek ferasete sahiptir.
Dörtyol Belediye Başkanı Yaşar Toksoy süreç ve gelişmeler hakkında da kamuoyunu bilgilendirici bir basın açıklaması yaparak; "Saygı değer Dörtyollu hemşerilerim, Kıymetli gönül dostlarım!
Veda etmek, veda cümleleri kurmak zordur tabii...
Belediye başkanlıkları “Ateşten Gömlek” gibidir. Biz bu gömleği halka ve Hakk’a hizmet yolunda seve seve giydik. Gerek Kuzuculu Belediye Başkanlığım, gerek Dörtyol Belediye Başkanlığım dönemleri içinde çok büyük yetki ve sorumluluklar emanet ettiniz. Bu yetki ve sorumluluk bilinciyle sizlere hizmet etme ve sizlerin hizmetinde ve hizmetkarı olma şerefine ulaştım. Haklarınız var. Helâl etmenizi hassaten rica ediyorum. Eğer varsa benim de hakkım, sizlere helal-hoş olsun.
Dörtyol’da güzel işler yapıldıysa bu tek başına belediye başkanının veya meclis üyelerinin ve mesai arkadaşlarımın eseri değildir. Bu işe gönül veren, el birliği ile çalışan hepimizin eseridir. Bunun dışında varsa eksiklerimiz bana, başarılar siz gönül dostlarımızın hemşerilerimizin meclis üyelerimizin ve omurgalı yol arkadaşlarımızın ve mesai arkadaşlarımızındır. “Sevdamız Dörtyol” adına bugüne kadar bizlere destek veren herkese şükranlarımı sunuyorum.” dedi.
MAKAMLAR GELİP GEÇİCİDİR
Makamların gelip geçici ve aynı zamanda birer imtihan olduğunu da vurgulayan Dörtyol Belediye Başkanı Yaşar Toksoy; “Değerli hemşerilerim! Her şey Belediye Başkanlığı değildir. Makamlar bir bayrak yarışı olup gelip geçicidir. Bizim manevi dünyamızda makam, bir lütuf olduğu kadar aynı zamanda bir imtihandır. İnsanı Musalla Taşı’na koyduklarında “Er kişi niyetine!” diyecekler. İyilerin iyiliği, kötülerin kötülüğü söylenecek. Bu ilahi bir tecellidir.
Bizi üzen bu değildir. Cevabını merhum Abdurrahim Karakoç veriyor:
“Beden ölür, çürür, cana bakın siz.
Kim kiminle yürür ona bakın siz.
Bırakınız dönsün dönme dolaplar,
Hakk’tan hakikatten yana bakın siz!”
Biz buradayız.
BAŞIMIZ DİK, VİCDANIMIZ RAHAT!
Karanlığın en koyu noktası, aydınlığa en yakın olduğumuz andır. Hiç bir şey bitmedi. Belki de her şey yeni başlıyor. İçinde bulunduğumuz durum yeniden doğuşumuzun müjdesi olacaktır. Bundan sonra da yapılan her iyi işin yanında, her kötülüğün karşısında olacağız. Memleketimiz için var gücümüzle çalışacak ve hep birlikte mücadeleye devam edeceğiz.
Bizim ülkümüz, vatan şairi Namık Kemal’in şu mısralarında tecelli bulur:
“Felek her türlü esbap-ı cefasın toplasın gelsin,
Dönersem Kahbeyim millet yolunda bin azimetten!”
Sevgili hemşerilerim, Biz yavan ekmeği paylaşan bir nesiliz. Varlığı da yokluğu da biliriz...
İnandığımız değerler için; cefayı sonuna kadar çekeriz... Vefayı fazlasıyla öderiz. Faydalı olabildiğimiz sürece mutlu oluruz.
Nereden geldiğimizi, kim olduğumuzu, nerde olduğumuzu ve yarınlarda bizi ve bizleri hangi sorumlulukların beklediğini bilen bir yapıdan geliyoruz. Bu düşünceden hareketle sorumluluğumuzun gereğiyle hareket ederiz. Hiçbir zaman beraber yola çıktıklarımızı, yolda bulduklarımızla değişmeyiz. Ezanla başlayan, Musalla Taşı’nda helallik alan hayat çizgimize göre düşünür ve ona göre yaşarız.
BEN BİR DAVA ADAMIYIM
Değerli hemşerilerim, Ben bir dava adamıyım! Benim dava felsefem ve siyasetteki duruşum, bu günkü konumumun izahı ve belki de asıl gerekçesidir. Geçen zaman içinde tecrübeler edindik. Önce dava adamlığını, sonra davanın siyasetini öğrendik. Anladım ki siyaset bir duruştur. Hep dik durdum! Satmadım, satılmadım! Dava adına omurgalı ve dik duramayanlar, bir karakter sınavından geçtiklerini bilmezler ve halkın yüce vicdanında mahkûm olurlar. Siyasi hırs ve nefislerinin kölesi olanlar güvenilmez ve değişken siyasi bir figür olarak ağız değiştirirler. Bunlar ülkücülüğün zenneleri ve konjonktür adamlarıdır. Selentere aydınlar için asıl olan davanın siyaseti değil, siyasetin davasıdır. Türk milliyetçiliğinin siyasi tarihini yazanlar, gerçek ülkücülerle, ülkücülükten geçinenleri ayırt edecek ferasete sahiptir.