https://youtu.be/mVooaAEKt4g
MHP Hatay Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi Mehmet N. Ahrazoğlu, 548 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 9'uncu maddesi üzerinde verdiği önerge hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldığı konuşmasına, “Şehit kanlarıyla sulanmış vatanımızın her köşesinde büyük bir özveri, cesaret ve fedakârlıkla hizmetlerini devam ettiren, devletimizin bekası için çalışan Emniyet teşkilatımızın 173'üncü yılını kutluyorum. Özellikle terörün yoğun olduğu yerlerde ve Afrin'de kahramanca mücadele eden polis ve askerlerimize başarılar diliyorum. Tüm emniyet güçlerimizi Rabb'im korusun. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize ve emekli polislerimize de sağlıklı günler temenni ediyorum.” şeklinde başlamıştır.
Kanun tasarısının 9'uncu maddesinde 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Teşkilat Kanunu'na geçici maddeler eklenmekte olduğunu belirten Ahrazoğlu, “Eklenen 9'uncu maddeyle, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tahakkuka bağlanmış ancak tahsil edilememiş baraj ve göletler gibi depolama tesislerinin sulama maksadına ilişkin yatırım bedeli ve sulama tesislerinin yatırım bedellerinin tahsilinden ve takip işlemlerinden vazgeçilmesi ve bu alacaklardan tahsil edilenlerin iade edilmeyeceği düzenlenmektedir. Bu geçici madde sulama birliği üyesi çiftçilerimiz için mağduriyettir, haksızlıktır, adaletsizliğe neden olacaktır. Zira, daha önceden çiftçiler tarafından parası ödenen gölet veya barajların ödenen miktarlarının iade edilmemesi haksızlık olacaktır. Yani herhangi bir sulama birliği, kapatılacağından haberi olmadan, üyelerine daha iyi hizmet verebilmek için para toplayarak gölet veya baraj yapmak için yatırım yaptı ise Devlet Su İşleri el koyacak ve hiç para ödemeyecek." açıklamasını yapmış ve bunun kabul edilebilir bir düzenleme olmadığını belirterek, “Önergemizde de belirttiğimiz üzere, bu alacaklardan tahsil edilenlerin sermaye değeri üzerinden iade edilmesi gerekmektedir. Tamamı ödenmiş yatırım var ise tesis, yatırım bedelini ödeyen kamu tüzel kişiliğine devredilmelidir. Sulama birliği üyesi çiftçilerin mağduriyetini giderecek önergemizin siz sayın Milletvekillerimiz tarafından destekleneceğini umuyoruz.” açıklamasını yapmıştır.
Milletvekili Ahrazoğlu, sulama birliklerinin, sulama sahasında arazisi bulunan ve sulama faaliyetlerinden faydalanan çiftçilerin bir araya gelerek oluşturdukları kuruluşlar olduklarını ve bölgelerinde seçimle geldiklerini belirterek "14.487 meclis üyesi 378 adet sulama birliğini yönetmektedir. 1 milyon 450 bin çiftçi ve kırsalda kişi başına, hane başına 5 kişi bulunduğu hesaplandığında, bu birlikler, 7 milyon 250 bin kişiye, ayrıca 20 milyon 280 bin dekar arazi sulamasına hizmet vermektedir." açıklamasını yapmış ve “Sulama Birlikleri, 1993 yılı itibarıyla Devlet Su İşleri desteğiyle kurulmuştur, doğrudur ancak üç dört yıldan bu yana sulama birlikleriyle ilgili devlet hiç kılını dahi kıpırdatmamıştır. Sulama birlikleri bugüne kadar maddi, manevi, idari hiçbir devlet olanağından faydalandırılma-mıştır.” şeklinde konuşmasına devam etmiştir.
Ahrazoğlu, tam anlamıyla, yeterince düzenlenmeden, olgunlaştırılmadan tasarıdan beklenen faydanın, amacın tam olarak ortaya konulmadığını ve tasarıyı hazırlayanların konuya yeterince vâkıf olmadığını belirterek “Orman ve Su İşleri Bakanlığı Teftiş ve Denetleme Kurulunca değerlendirilen 378 sulama birliği, analiz raporunda 100 üzerinden 52 olarak sonuç çıkmıştır yani yapılan analize göre yüzde 7'si çok başarılı, yüzde 33'ü başarılı, yüzde 34'ü iyi, yüzde 23'ü orta durumda, yüzde 3'ü de kötü olarak değerlendirilmiştir. Birliklerin büyük bir çoğunluğunun ortalamanın üzerinde olduğu belirtilmiştir. Kötü yönetildiği tespit edilen birliklerin kamu tarafından yönetilmesine diyeceğimiz yoktur. Ancak başarılı olan birliklerin de bu kapsamda değerlendirilmemesi gerektiğine inanıyoruz." açıklamasını yapmış ve Türkiye'de sulu tarımda kullanılan sulama suyunun yüzde 30'unu yöneten Sulama Birliklerinin su konusunda yatırım yapmak isteyen ulusal ve uluslararası güçlerin önüne engel olarak çıktığını belirtmiş “Kullanıcıları tarafından yönetilen ülkemizdeki su kaynaklarının önce belediyelere, özel idare kurumlarının yönettiği kurumlara, nihai olarak da, özel sektöre geçmesinin önünü yüce Meclisin açmamasını diliyorum.” açıklamasını yaparak konuşmasını tamamlamıştır.(Haber Merkezi)
MHP Hatay Milletvekili ve TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi Mehmet N. Ahrazoğlu, 548 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 9'uncu maddesi üzerinde verdiği önerge hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldığı konuşmasına, “Şehit kanlarıyla sulanmış vatanımızın her köşesinde büyük bir özveri, cesaret ve fedakârlıkla hizmetlerini devam ettiren, devletimizin bekası için çalışan Emniyet teşkilatımızın 173'üncü yılını kutluyorum. Özellikle terörün yoğun olduğu yerlerde ve Afrin'de kahramanca mücadele eden polis ve askerlerimize başarılar diliyorum. Tüm emniyet güçlerimizi Rabb'im korusun. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize ve emekli polislerimize de sağlıklı günler temenni ediyorum.” şeklinde başlamıştır.
Kanun tasarısının 9'uncu maddesinde 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Teşkilat Kanunu'na geçici maddeler eklenmekte olduğunu belirten Ahrazoğlu, “Eklenen 9'uncu maddeyle, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tahakkuka bağlanmış ancak tahsil edilememiş baraj ve göletler gibi depolama tesislerinin sulama maksadına ilişkin yatırım bedeli ve sulama tesislerinin yatırım bedellerinin tahsilinden ve takip işlemlerinden vazgeçilmesi ve bu alacaklardan tahsil edilenlerin iade edilmeyeceği düzenlenmektedir. Bu geçici madde sulama birliği üyesi çiftçilerimiz için mağduriyettir, haksızlıktır, adaletsizliğe neden olacaktır. Zira, daha önceden çiftçiler tarafından parası ödenen gölet veya barajların ödenen miktarlarının iade edilmemesi haksızlık olacaktır. Yani herhangi bir sulama birliği, kapatılacağından haberi olmadan, üyelerine daha iyi hizmet verebilmek için para toplayarak gölet veya baraj yapmak için yatırım yaptı ise Devlet Su İşleri el koyacak ve hiç para ödemeyecek." açıklamasını yapmış ve bunun kabul edilebilir bir düzenleme olmadığını belirterek, “Önergemizde de belirttiğimiz üzere, bu alacaklardan tahsil edilenlerin sermaye değeri üzerinden iade edilmesi gerekmektedir. Tamamı ödenmiş yatırım var ise tesis, yatırım bedelini ödeyen kamu tüzel kişiliğine devredilmelidir. Sulama birliği üyesi çiftçilerin mağduriyetini giderecek önergemizin siz sayın Milletvekillerimiz tarafından destekleneceğini umuyoruz.” açıklamasını yapmıştır.
Milletvekili Ahrazoğlu, sulama birliklerinin, sulama sahasında arazisi bulunan ve sulama faaliyetlerinden faydalanan çiftçilerin bir araya gelerek oluşturdukları kuruluşlar olduklarını ve bölgelerinde seçimle geldiklerini belirterek "14.487 meclis üyesi 378 adet sulama birliğini yönetmektedir. 1 milyon 450 bin çiftçi ve kırsalda kişi başına, hane başına 5 kişi bulunduğu hesaplandığında, bu birlikler, 7 milyon 250 bin kişiye, ayrıca 20 milyon 280 bin dekar arazi sulamasına hizmet vermektedir." açıklamasını yapmış ve “Sulama Birlikleri, 1993 yılı itibarıyla Devlet Su İşleri desteğiyle kurulmuştur, doğrudur ancak üç dört yıldan bu yana sulama birlikleriyle ilgili devlet hiç kılını dahi kıpırdatmamıştır. Sulama birlikleri bugüne kadar maddi, manevi, idari hiçbir devlet olanağından faydalandırılma-mıştır.” şeklinde konuşmasına devam etmiştir.
Ahrazoğlu, tam anlamıyla, yeterince düzenlenmeden, olgunlaştırılmadan tasarıdan beklenen faydanın, amacın tam olarak ortaya konulmadığını ve tasarıyı hazırlayanların konuya yeterince vâkıf olmadığını belirterek “Orman ve Su İşleri Bakanlığı Teftiş ve Denetleme Kurulunca değerlendirilen 378 sulama birliği, analiz raporunda 100 üzerinden 52 olarak sonuç çıkmıştır yani yapılan analize göre yüzde 7'si çok başarılı, yüzde 33'ü başarılı, yüzde 34'ü iyi, yüzde 23'ü orta durumda, yüzde 3'ü de kötü olarak değerlendirilmiştir. Birliklerin büyük bir çoğunluğunun ortalamanın üzerinde olduğu belirtilmiştir. Kötü yönetildiği tespit edilen birliklerin kamu tarafından yönetilmesine diyeceğimiz yoktur. Ancak başarılı olan birliklerin de bu kapsamda değerlendirilmemesi gerektiğine inanıyoruz." açıklamasını yapmış ve Türkiye'de sulu tarımda kullanılan sulama suyunun yüzde 30'unu yöneten Sulama Birliklerinin su konusunda yatırım yapmak isteyen ulusal ve uluslararası güçlerin önüne engel olarak çıktığını belirtmiş “Kullanıcıları tarafından yönetilen ülkemizdeki su kaynaklarının önce belediyelere, özel idare kurumlarının yönettiği kurumlara, nihai olarak da, özel sektöre geçmesinin önünü yüce Meclisin açmamasını diliyorum.” açıklamasını yaparak konuşmasını tamamlamıştır.(Haber Merkezi)