Mevlüd Oruç yaptığı basın açıklamasında “asker sivil herkesi aklıselime, sağduyuya, sakinliğe davet ediyorum. İntikam, kin, nefret söylemi yeni ve daha büyük intikam, kin ve nefret söylemini getirir” dedi.
Oruç açıklamasının devamında şöyle devam etti.
Suriye’nin İdlip şehrinde şehit düşen bütün askerlere Allahtan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Yakınlarının ve bütün ülkemizin başı sağ olsun. Yaralılara da Allahtan acil şifalar diliyorum.
BARIŞ BEREKETTİR, SAVAŞ FELAKETTİR
Bu dönemde 83 milyon Türkiyelinin en önemli gündemi barışı sağlamak olmalıdır. Asker sivil herkesi aklıselime, sağduyuya, sakinliğe davet ediyorum. İntikam, kin, nefret, Kana kan söylemi yeni intikam, kin ve nefret söylemini getirir. Bu kanlı kısır döngünün panzehir’i barıştır. Savaşın delilik paradigmasını barış aklı ile tedavi edelim. Nasıl ki aşiretler arası, aileler arası kan davası ilkellik ve gericilik ise, Devletlerarası, Ülkeler, toplumlar arası kan davası da ilkelliktir, gericiliktir. Onun için “ Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünyada barış” ilkesi önemlidir. Biz Toplum olarak yeter dur diyoruz. Savaş yeter, barış diyoruz. Devlet aklı nerde duracağını bilmektir. Devletimizin hala nerde duracağını bilen bir devlet aklına sahip olduğuna inanıyoruz. İster Toplum için de ve ister devlet için de Barış güçleri Savaş güçlerinden daha cesur olmadıkça ülkemize barış ve huzur gelmeyecektir. Emperyalist güçlerin gazına veya parasına aldanarak komşuları ile savaşa girecek toylukta bir ülke değiliz. Böyle düşünen savaş güçleri yanılıyor. “Yurtta barış ve Dünyada barış” güçlerine tarihin ve bu günkü sürecin yüklediği barış misyonunu, bugünkü görevlerini yerine getirmeye davet ediyoruz. Yasal, meşru ve barışçıl Barış eylemlilikleri, barış etkinlikleri, barış performansları, barış konserleri, barış toplantıları, barış bildirileri, barış açıklamaları, barış için duruşlar, barış için oturuşlar, Barış için harekete geçme, barış için harekete geçme çağrısı yapıyoruz. Barışta bereket var, savaşta felaket var.
HATAY TÜRKİYENİN BİR İLİDİR
Bu arada da bir uyarı yapma ihtiyacı duyuyoruz. Bir Rus ajansının Hatay ilimiz için “Çalıntı bölge” diye söz etmesini kınıyoruz. Türkiye’nin ayrılmaz bir ili olan Hatay ilimize yönelik ister Rusya’dan, İster ABD’den, ister Suriye’den ister başka ülkelerden gelen yanlış ve tehlikeli söylem, yazı vb mesajları ve imaları kınıyoruz. Türkiye’nin ayrılmaz bir ili olan Hatay ilimize yönelik bazen içerden ve bazen dışardan yönelen önyargılı veya provokatif yaklaşımların hepsini ret ediyoruz. Yurtta savaş ve dünyada savaş güçlerine açık açık şunu söylemek istiyoruz.
Nasıl ki İdlip Suriye’nin bir ili ise, Hatay Türkiye’nin bir ilidir. Hatay ili uluslararası arenada, devletlerarası çatışmalarda pazarlık konusu yapılacak bir alan değildir. Yurtta savaş ve dünyada Savaş güçleri Hatay’dan elini çeksin. Hatay’ı iç ve dış savaş güçlerinin oyuncağı yapmayın. Hatay’ı ve Hataylıları rahat bırakın. Hatay’da yaşayan T.C vatandaşları hangi ülkeye ait olduklarını bilecek kadar bilinçliler. Hatay da yaşaya 1,5 milyon Türkiyeli var. İster içerden, ister dışardan gelsin Hatay ilimize yönelik olumsuz söz ve yazılar Hatay’daki kardeşlik ve huzur ortamını karıştırmak için fırsat bekleyen iç karanlık güçlerin iştahını kabartıyor. On yıllardan beri Türkiye içindeki karanlık güçlerin Hatay deki kardeşlik ve barış ortamına yönelik anti demokratik, anti laik ve eşitliğe, insan haklarına aykırı, ayrımcı uygulamalarına karşı mücadele ediyoruz. Ve mücadele etmeye devam edeceğiz. İç ve Dış karanlık güçlerin Hatay a yönelik Provokatif söz ve yazıları, pusuda bekleyen derin güçlerin Hatay’da ayrımcı uygulamalarına, hak ihlallerinine bahane oluşturuyor, derin güçlere fırsat veriyor. Puslu havayı bekleyen derin güçler ülke içinden, Rusya’dan, Suriye’den veya başka bir ülkeden bir ajansın uyduruk yayınını malzeme yapmasın. Biz Hataylılar Türkiye’de Demokrasi, eşitlik, insan hakları, emek mücadelemize devam edeceğiz. Bu Süreçte tek gündemimiz Barışı sağlamak. Akan kanı durdurmak. Kesin bir şekilde kısa ve net ifade etmek istiyoruz.
Bütün Türkiyelilerin demokrasi ve eşitlik mücadelesi var, biz Hataylıların da mücadelesi Türkiye içi ve Türkiye için demokrasi ve eşitlik mücadelesidir. Ne bir fazla ne bir eksik. Türkiye için demokrasi, Türkiye için eşitlik, Türkiye için gerçek laiklik, Türkiye için insan hakları mücadelesidir. Ben sosyal demokrat isem, ben sosyalist isem, ben laik isem bu mücadeleyi Türkiye toplumu için yapıyorum. Alevi isem Türkiyeli Aleviyim, Hıristiyan isem Türkiyeli Hristiyan’ım, Ermeni isem Türkiyeli Ermeni’yim, Kürt isem Türkiyeli Kürdüm, Arap İsem Türkiyeli Arap’ım. Hataylıların Türkiyeliliği aşan bir talebi yoktur, olmamıştır.
HATAY GÜNDEMİ YOK, BARIŞ GÜNDEMİ VAR
Türkiyeliler hep birlikte Barış mücadelesi veriyoruz. Hatay’a yönelik yanlış hesaplar ve söylemler savaş güçlerinin işine yarıyor. Bu tür söylemler barış mücadelemize zarar veriyor? Asıl gündemimiz barışı sağlamaktır. Ne içerde ne dışarda Hatay gündemi yoktur. Müsaade etmiyoruz. Hatay a yönelik bu tür yanlış söylemlerin barış mücadelemize zarar vermesine de müsaade edemeyiz. Barış mücadelesine devam ediyoruz. Bu dönemde 83 milyon Türkiyelinin acil ve tek hedefi barışı sağlamaktır. Türkiye’nin her tarafından barış mücadelesini yükseltmemiz acil bir ihtiyaçtır. Kanı durdurmak, Mehmetçiğe sahip çıkmak, Mehmetçik cenazelerinin gelmesini engellemek için barış talebini yükseltmeliyiz.
YUNANİSTAN İNSAN HAKLARINI ÇİĞNİYOR
Suriye’den veya başka ülkelerden ülkemize sığınanların istedikleri ülkeye gidebilme hakları vardır. Türkiye’nin kapıları açması doğrudur. Bundan sonra da ülkemizden çıkmak isteyen sığınmacılara kapılar kapanmamalıdır. Yunanistan’ın mültecilerin istedikleri ülkeye gitme haklarını ellerinden alması yanlıştır, insan haklarına aykırıdır. Yunanistan mültecilere kapılarını kapatmamalıdır. Mültecilere Kapıları açık tutmak veya kapatmak para işlerine bağlanamaz. Para varsa kapıları kapatırım para yoksa açarım haa anlayışı baştan yanlıştır ve insan haklarına aykırıdır. Sığınmacılar Türkiye’nin ve Yunanistan’ın tutsağı değil. İnsanlar özgür olmalıdır. Sığınmacılar hangi ülkede yaşamak istiyorsa Türkiye ve Yunanistan yardım edip o ülkeye gönderelim. Biz ülke olarak Emperyalist merkezlerin paralı kapı bekçisi değiliz, olmayacağız. Yunanistan’ın sığınmacıları almaması, onlara gaz bombası atması, ateş edip öldürmesi insan haklarına aykırıdır ve insanlık dışıdır, kınıyoruz. Yunanistan sığınmacı yükünü kaldıramayacaksa kapılarını açsın. Bu insanları hangi ülkeye gitmek istiyorlarsa yardım etsin ve göndersin. Emperyalizm Şimdi sığınmacı olan insanların ülkelerini savaşlarla tahrip etmiştir, yer üstü ve yer altı zenginliklerini sömürerek aç ve muhtaç bırakmıştır. Bu insanlar sığınmacı olmuş ise müsebbibi ABD ve Avrupa ülkeleridir. Sığınmacı olan insanların refahını çalarak Avrupa ve ABD ülkeleri ve toplumları refah içinde yaşıyor. Avrupa ve ABD toplumlarını yaşadığı yüksek hayat standardı çalıntıdır. Dünyanın her tarafının huzuru çalınarak Avrupa ve ABD de Yüksek hayat standardı sağlanıyor. Avrupa ülkelerinde ki refahın ve huzurun asıl sahibi şimdi Avrupa kapılarında sığınmacı olmak isteyen insanlardır. Bu insanlar kendilerinden çalınıp ABD ve Avrupa’ya kaçırılan huzurlu yaşamlarının peşine düşerek geldiler. Avrupa ülkeleri bu insanlardan çaldıkları huzuru bu insanlara geri vermelidir. Avrupa da ne varsa bu mülteciler pay sahibidir. Yunanistan ve bütün Avrupa solu ve barış güçleri suskun kalarak kendi devletlerinin insanlık dışı tutumlarına göz yummaya devam edemez. Yunanistan dahil bütün Avrupa soluna ve barış güçlerine kendi devletlerinin sığınmacılara kapıları kapatan faşist politikalarını protesto etmeye davet ediyoruz. Yunanistan dahil bütün Avrupa soluna ve Barış güçlerine kendi devletlerinin savaş politikalarını protesto etmeye ve barış mücadelesine destek vermeye davet ediyoruz.
SONUÇ OLARAK
Maalesef Suriye’de çatışmalar, ölümler sürüyor, Şehit Cenazeleri gelmeye devam ediyor, anaların gözyaşları akmaya devam ediyor. Savaş hamaseti ülkemizin yararına değildir. Ülkemizin yararı nerede? Ülkemizin yararı ülkemizin dünyada ve bölgemizde barışta, bilimde, kültürde, sanatta, Turizm ‘de, ticarette, bilişimde ilerlemek, önderlik etmektir. 83 milyon Türkiyeli Suriye’de devam eden savaşı “Survivor” seyreder gibi, Savaş filmi, savaş oyunu izler gibi yâda maç izler gibi izlemeye devam edemez. Türkiye barış güçleri şimdi barış görevini yapma zamanıdır. Barıştan yana olan bütün partileri, hareket, platform, inisiyatif, odaları, sivil toplum kuruluşlarını, Demokratik kitle örgütlerini, sendikaları barış performanslarına davet ediyoruz. Meşru olarak alana, olmuyorsa sokağa, olmuyorsa salona, oda olmuyorsa evimizde barış performanslarına davet ediyorum. Evlerimizde ışıkları yakıp söndürerek barışa ışık verelim. Düdüklerimiz ile sazımız sözümüz ile barışa ses verelim. Türkiye bayrağımızla, Spor kulübü ve parti bayraklarımızla barışa renk verelim. Savaş Felakettir, barış berekettir.
(Haber Merkezi)
Oruç açıklamasının devamında şöyle devam etti.
Suriye’nin İdlip şehrinde şehit düşen bütün askerlere Allahtan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Yakınlarının ve bütün ülkemizin başı sağ olsun. Yaralılara da Allahtan acil şifalar diliyorum.
BARIŞ BEREKETTİR, SAVAŞ FELAKETTİR
Bu dönemde 83 milyon Türkiyelinin en önemli gündemi barışı sağlamak olmalıdır. Asker sivil herkesi aklıselime, sağduyuya, sakinliğe davet ediyorum. İntikam, kin, nefret, Kana kan söylemi yeni intikam, kin ve nefret söylemini getirir. Bu kanlı kısır döngünün panzehir’i barıştır. Savaşın delilik paradigmasını barış aklı ile tedavi edelim. Nasıl ki aşiretler arası, aileler arası kan davası ilkellik ve gericilik ise, Devletlerarası, Ülkeler, toplumlar arası kan davası da ilkelliktir, gericiliktir. Onun için “ Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünyada barış” ilkesi önemlidir. Biz Toplum olarak yeter dur diyoruz. Savaş yeter, barış diyoruz. Devlet aklı nerde duracağını bilmektir. Devletimizin hala nerde duracağını bilen bir devlet aklına sahip olduğuna inanıyoruz. İster Toplum için de ve ister devlet için de Barış güçleri Savaş güçlerinden daha cesur olmadıkça ülkemize barış ve huzur gelmeyecektir. Emperyalist güçlerin gazına veya parasına aldanarak komşuları ile savaşa girecek toylukta bir ülke değiliz. Böyle düşünen savaş güçleri yanılıyor. “Yurtta barış ve Dünyada barış” güçlerine tarihin ve bu günkü sürecin yüklediği barış misyonunu, bugünkü görevlerini yerine getirmeye davet ediyoruz. Yasal, meşru ve barışçıl Barış eylemlilikleri, barış etkinlikleri, barış performansları, barış konserleri, barış toplantıları, barış bildirileri, barış açıklamaları, barış için duruşlar, barış için oturuşlar, Barış için harekete geçme, barış için harekete geçme çağrısı yapıyoruz. Barışta bereket var, savaşta felaket var.
HATAY TÜRKİYENİN BİR İLİDİR
Bu arada da bir uyarı yapma ihtiyacı duyuyoruz. Bir Rus ajansının Hatay ilimiz için “Çalıntı bölge” diye söz etmesini kınıyoruz. Türkiye’nin ayrılmaz bir ili olan Hatay ilimize yönelik ister Rusya’dan, İster ABD’den, ister Suriye’den ister başka ülkelerden gelen yanlış ve tehlikeli söylem, yazı vb mesajları ve imaları kınıyoruz. Türkiye’nin ayrılmaz bir ili olan Hatay ilimize yönelik bazen içerden ve bazen dışardan yönelen önyargılı veya provokatif yaklaşımların hepsini ret ediyoruz. Yurtta savaş ve dünyada savaş güçlerine açık açık şunu söylemek istiyoruz.
Nasıl ki İdlip Suriye’nin bir ili ise, Hatay Türkiye’nin bir ilidir. Hatay ili uluslararası arenada, devletlerarası çatışmalarda pazarlık konusu yapılacak bir alan değildir. Yurtta savaş ve dünyada Savaş güçleri Hatay’dan elini çeksin. Hatay’ı iç ve dış savaş güçlerinin oyuncağı yapmayın. Hatay’ı ve Hataylıları rahat bırakın. Hatay’da yaşayan T.C vatandaşları hangi ülkeye ait olduklarını bilecek kadar bilinçliler. Hatay da yaşaya 1,5 milyon Türkiyeli var. İster içerden, ister dışardan gelsin Hatay ilimize yönelik olumsuz söz ve yazılar Hatay’daki kardeşlik ve huzur ortamını karıştırmak için fırsat bekleyen iç karanlık güçlerin iştahını kabartıyor. On yıllardan beri Türkiye içindeki karanlık güçlerin Hatay deki kardeşlik ve barış ortamına yönelik anti demokratik, anti laik ve eşitliğe, insan haklarına aykırı, ayrımcı uygulamalarına karşı mücadele ediyoruz. Ve mücadele etmeye devam edeceğiz. İç ve Dış karanlık güçlerin Hatay a yönelik Provokatif söz ve yazıları, pusuda bekleyen derin güçlerin Hatay’da ayrımcı uygulamalarına, hak ihlallerinine bahane oluşturuyor, derin güçlere fırsat veriyor. Puslu havayı bekleyen derin güçler ülke içinden, Rusya’dan, Suriye’den veya başka bir ülkeden bir ajansın uyduruk yayınını malzeme yapmasın. Biz Hataylılar Türkiye’de Demokrasi, eşitlik, insan hakları, emek mücadelemize devam edeceğiz. Bu Süreçte tek gündemimiz Barışı sağlamak. Akan kanı durdurmak. Kesin bir şekilde kısa ve net ifade etmek istiyoruz.
Bütün Türkiyelilerin demokrasi ve eşitlik mücadelesi var, biz Hataylıların da mücadelesi Türkiye içi ve Türkiye için demokrasi ve eşitlik mücadelesidir. Ne bir fazla ne bir eksik. Türkiye için demokrasi, Türkiye için eşitlik, Türkiye için gerçek laiklik, Türkiye için insan hakları mücadelesidir. Ben sosyal demokrat isem, ben sosyalist isem, ben laik isem bu mücadeleyi Türkiye toplumu için yapıyorum. Alevi isem Türkiyeli Aleviyim, Hıristiyan isem Türkiyeli Hristiyan’ım, Ermeni isem Türkiyeli Ermeni’yim, Kürt isem Türkiyeli Kürdüm, Arap İsem Türkiyeli Arap’ım. Hataylıların Türkiyeliliği aşan bir talebi yoktur, olmamıştır.
HATAY GÜNDEMİ YOK, BARIŞ GÜNDEMİ VAR
Türkiyeliler hep birlikte Barış mücadelesi veriyoruz. Hatay’a yönelik yanlış hesaplar ve söylemler savaş güçlerinin işine yarıyor. Bu tür söylemler barış mücadelemize zarar veriyor? Asıl gündemimiz barışı sağlamaktır. Ne içerde ne dışarda Hatay gündemi yoktur. Müsaade etmiyoruz. Hatay a yönelik bu tür yanlış söylemlerin barış mücadelemize zarar vermesine de müsaade edemeyiz. Barış mücadelesine devam ediyoruz. Bu dönemde 83 milyon Türkiyelinin acil ve tek hedefi barışı sağlamaktır. Türkiye’nin her tarafından barış mücadelesini yükseltmemiz acil bir ihtiyaçtır. Kanı durdurmak, Mehmetçiğe sahip çıkmak, Mehmetçik cenazelerinin gelmesini engellemek için barış talebini yükseltmeliyiz.
YUNANİSTAN İNSAN HAKLARINI ÇİĞNİYOR
Suriye’den veya başka ülkelerden ülkemize sığınanların istedikleri ülkeye gidebilme hakları vardır. Türkiye’nin kapıları açması doğrudur. Bundan sonra da ülkemizden çıkmak isteyen sığınmacılara kapılar kapanmamalıdır. Yunanistan’ın mültecilerin istedikleri ülkeye gitme haklarını ellerinden alması yanlıştır, insan haklarına aykırıdır. Yunanistan mültecilere kapılarını kapatmamalıdır. Mültecilere Kapıları açık tutmak veya kapatmak para işlerine bağlanamaz. Para varsa kapıları kapatırım para yoksa açarım haa anlayışı baştan yanlıştır ve insan haklarına aykırıdır. Sığınmacılar Türkiye’nin ve Yunanistan’ın tutsağı değil. İnsanlar özgür olmalıdır. Sığınmacılar hangi ülkede yaşamak istiyorsa Türkiye ve Yunanistan yardım edip o ülkeye gönderelim. Biz ülke olarak Emperyalist merkezlerin paralı kapı bekçisi değiliz, olmayacağız. Yunanistan’ın sığınmacıları almaması, onlara gaz bombası atması, ateş edip öldürmesi insan haklarına aykırıdır ve insanlık dışıdır, kınıyoruz. Yunanistan sığınmacı yükünü kaldıramayacaksa kapılarını açsın. Bu insanları hangi ülkeye gitmek istiyorlarsa yardım etsin ve göndersin. Emperyalizm Şimdi sığınmacı olan insanların ülkelerini savaşlarla tahrip etmiştir, yer üstü ve yer altı zenginliklerini sömürerek aç ve muhtaç bırakmıştır. Bu insanlar sığınmacı olmuş ise müsebbibi ABD ve Avrupa ülkeleridir. Sığınmacı olan insanların refahını çalarak Avrupa ve ABD ülkeleri ve toplumları refah içinde yaşıyor. Avrupa ve ABD toplumlarını yaşadığı yüksek hayat standardı çalıntıdır. Dünyanın her tarafının huzuru çalınarak Avrupa ve ABD de Yüksek hayat standardı sağlanıyor. Avrupa ülkelerinde ki refahın ve huzurun asıl sahibi şimdi Avrupa kapılarında sığınmacı olmak isteyen insanlardır. Bu insanlar kendilerinden çalınıp ABD ve Avrupa’ya kaçırılan huzurlu yaşamlarının peşine düşerek geldiler. Avrupa ülkeleri bu insanlardan çaldıkları huzuru bu insanlara geri vermelidir. Avrupa da ne varsa bu mülteciler pay sahibidir. Yunanistan ve bütün Avrupa solu ve barış güçleri suskun kalarak kendi devletlerinin insanlık dışı tutumlarına göz yummaya devam edemez. Yunanistan dahil bütün Avrupa soluna ve barış güçlerine kendi devletlerinin sığınmacılara kapıları kapatan faşist politikalarını protesto etmeye davet ediyoruz. Yunanistan dahil bütün Avrupa soluna ve Barış güçlerine kendi devletlerinin savaş politikalarını protesto etmeye ve barış mücadelesine destek vermeye davet ediyoruz.
SONUÇ OLARAK
Maalesef Suriye’de çatışmalar, ölümler sürüyor, Şehit Cenazeleri gelmeye devam ediyor, anaların gözyaşları akmaya devam ediyor. Savaş hamaseti ülkemizin yararına değildir. Ülkemizin yararı nerede? Ülkemizin yararı ülkemizin dünyada ve bölgemizde barışta, bilimde, kültürde, sanatta, Turizm ‘de, ticarette, bilişimde ilerlemek, önderlik etmektir. 83 milyon Türkiyeli Suriye’de devam eden savaşı “Survivor” seyreder gibi, Savaş filmi, savaş oyunu izler gibi yâda maç izler gibi izlemeye devam edemez. Türkiye barış güçleri şimdi barış görevini yapma zamanıdır. Barıştan yana olan bütün partileri, hareket, platform, inisiyatif, odaları, sivil toplum kuruluşlarını, Demokratik kitle örgütlerini, sendikaları barış performanslarına davet ediyoruz. Meşru olarak alana, olmuyorsa sokağa, olmuyorsa salona, oda olmuyorsa evimizde barış performanslarına davet ediyorum. Evlerimizde ışıkları yakıp söndürerek barışa ışık verelim. Düdüklerimiz ile sazımız sözümüz ile barışa ses verelim. Türkiye bayrağımızla, Spor kulübü ve parti bayraklarımızla barışa renk verelim. Savaş Felakettir, barış berekettir.
(Haber Merkezi)