Antakya geçmiş yıllarda iç ve dıştan gelen göçlere ev sahipliği yapmış bir ilimiz. Bu göçlerle gelen toplumlar şehrin belirlenen yerlerine iskan edilerek yeni mahalleler oluşturulmuştur. Bu mahallelere gelen toplulukların yaşam biçimlerine ve iskan edildikleri muhitin özelliğine göre adlandırılmışlardır. Yakın tarihte en çok göç alan yerlerin başında, nüfusu 4 bin olan, Bağrı yanık mahallesi ve nüfusu 5 bin olan Sümerler Mahallesi gelmektedir.
Eski Antakya
Habib Neccar Dağı ile Asi nehri arasında bulunan yerleşim yeri eski Antakya olarak, Asi nehrinin batı yönünde yer alan bölümü de Yeni Antakya olarak bilinir.
Eski Antakya alandaki konutlar Antakya’nın en eski konutları olup, dar ve dolambaçlı sokaklarda adeta iç içe geçmiş durumdadır. Antakya nüfusu 20. yüzyılın ortalarına kadar genellikle Eski Antakya’da ikamet edilmiştir.
KIŞLASARAY MAHALLESİ
1832 yılında Kavalı İbrahim paşa Belen savaşını kazandıktan sonra, Antakya’ya gelerek, bir kışla ve kendisine de bir saray yaptırmıştır. Bu iki önemli yapının bulunduğu semte, KIŞLASARAY mahallesi adı verilmiştir.
1876 yıllında Sultan Abdülhamit zamanında, bu günkü Kışla saray mahallesi, Sultan Abdülhamit‘e atfen HAMİDİYE adını almıştır. Aynı mıntıkada ikinci bir mahalle oluşturulmuş bunun adına da Güllübahçe (Verd) adı verilmiştir. Bu mahallenin adı halen Güllübahçe adını taşımaktadır. Sümerler mahallesinde bu mıntıkada kurulan en son mahalle olmuştur.
1930 yılında, Köprüden hükümet konağına kadar yeni cadde açılmış, kaldırımlar yapılmış ve cadde taşlarla döşenmiştir. Harbiye hidradan gelen elektrik ilk defa bu caddeyi aydınlatmıştır. 1930 yıllarında buralara konaklar hükümet binaları otel ve işyerleri yapılmış ve şehrin en gözde semti durumuna gelmiştir. Belediye meclisinin almış olduğu bir kararla bu gelişen muhite tekrar KIŞLASARAY Mahallesi adını vermiştir.
Eski Antakya
Habib Neccar Dağı ile Asi nehri arasında bulunan yerleşim yeri eski Antakya olarak, Asi nehrinin batı yönünde yer alan bölümü de Yeni Antakya olarak bilinir.
Eski Antakya alandaki konutlar Antakya’nın en eski konutları olup, dar ve dolambaçlı sokaklarda adeta iç içe geçmiş durumdadır. Antakya nüfusu 20. yüzyılın ortalarına kadar genellikle Eski Antakya’da ikamet edilmiştir.
KIŞLASARAY MAHALLESİ
1832 yılında Kavalı İbrahim paşa Belen savaşını kazandıktan sonra, Antakya’ya gelerek, bir kışla ve kendisine de bir saray yaptırmıştır. Bu iki önemli yapının bulunduğu semte, KIŞLASARAY mahallesi adı verilmiştir.
1876 yıllında Sultan Abdülhamit zamanında, bu günkü Kışla saray mahallesi, Sultan Abdülhamit‘e atfen HAMİDİYE adını almıştır. Aynı mıntıkada ikinci bir mahalle oluşturulmuş bunun adına da Güllübahçe (Verd) adı verilmiştir. Bu mahallenin adı halen Güllübahçe adını taşımaktadır. Sümerler mahallesinde bu mıntıkada kurulan en son mahalle olmuştur.
1930 yılında, Köprüden hükümet konağına kadar yeni cadde açılmış, kaldırımlar yapılmış ve cadde taşlarla döşenmiştir. Harbiye hidradan gelen elektrik ilk defa bu caddeyi aydınlatmıştır. 1930 yıllarında buralara konaklar hükümet binaları otel ve işyerleri yapılmış ve şehrin en gözde semti durumuna gelmiştir. Belediye meclisinin almış olduğu bir kararla bu gelişen muhite tekrar KIŞLASARAY Mahallesi adını vermiştir.