Hatay’ın Defne ilçesinde yer alan Kültür, Sanat ve Gastronomi Çarşısı, şimdi yalnızca alışveriş ve lezzet duraklarının değil, aynı zamanda görsel bir sanat eserinin de merkezine dönüşmüş durumda.
Giriş kapısının duvarı, mozaik sanatçısı Fatma Serap Akgöl tarafından 130 günlük özverili bir çalışmanın ardından, 30 bin doğal taşla süslendi. Bu eşsiz eser, Antakya’nın tarihi ve kültürel mirasını yansıtarak, ziyaretçilerine hem görsel hem de kültürel bir deneyim sunuyor. Fatma Serap Akgöl, T.C. Kültür Bakanlığı Sanatkarı ve Geleneksel Türk El Sanatları Uygulayıcısı olarak, Antakya’nın tarihi dokusunu bugüne taşımak adına büyük bir çaba sarf etti. Mozaik çalışması, 38 ayrı parçadan oluşarak, sanatçının titiz ve özenli çalışmasıyla belirlenen alana yerleştirildi. Eserin merkezinde, Antakya’nın geçmişi ile bugünü arasında köprü kuran, derin anlamlarla bezenmiş tarihi bir anlatı yer alıyor.
ESER ANTİK DÖNEM İZLERİNİ TAŞIYOR
Antik dönemin izlerini bugüne taşıyan mozaikte, Roma İmparatorluğu'nun en önemli şehirlerinden biri olan Antioch (Antakya) ile günümüz Antakya’sı arasında güçlü bir bağ kuran sahneler işlenmiş. Eserin tasarımında, Anadolu'nun ilk camisi olarak bilinen Habib-i Neccar Camii, Hristiyanlığın erken dönemlerinde önemli bir dini yapı olan Sen Pierre Kilisesi, tarihi taş köprü ve Antakya’nın simgesi olan Asi Nehri gibi kadim şehrin simgeleri yer almakta. Bu unsurlar, mozaikte yer alan zengin sembolizm ile bir araya gelerek, Antakya’nın kültürel çeşitliliğini ve tarihsel derinliğini gözler önüne seriyor.
Ayrıca, eserde yer alan iki önemli figür de dikkat çekiyor. Habib-i Neccar Camii’ne türbesi bulunan ve Antakya’nın inanç tarihini derinlemesine temsil eden iki havari, Yuhanna ve Pavlus, mozaikte kendilerine özel bir yer bulmuş. Bu figürler, sadece dini tarih açısından değil, aynı zamanda Antakya’nın çok katmanlı kültürel yapısına da güçlü bir göndermede bulunuyor.
30 BİN DOĞAL TAŞ PARÇASI KULLANILDI
Yaklaşık 30 bin doğal taş ve cam parçasından oluşan bu devasa mozaik, sadece bir sanat eseri olmanın ötesine geçiyor. Antakya’nın binlerce yıllık kültürel mirasını ve çok kültürlü yapısını bugüne taşımayı başaran bu çalışma, geçmişle bugünü birleştiren bir sanat manifestosuna dönüşüyor. Bu eşsiz eser, Kültür, Sanat ve Gastronomi Çarşısı’na her gün adım atan ziyaretçilerine, Antakya’nın tarihini ve kültürünü keşfetme fırsatı sunuyor.
Haber: AHMET YETİŞEN
ABDULVAHİT GÜRASLAN