Resulullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:
“Ýmanın en saglam kulpu, Allah için sevmek ve
Allah için bugzetmektir.”
“Allah katında en sevimli olanınız, insanlarla
geçinen, kendisiyle de geçinilebilen kimsedir.
Allah katında en sevimsiziniz de koguculuk yapıp,
dostları birbirinden ayıran kimsedir.” (Taberari)
“Allah için birbirini sevenler kırmızı yakuttan bir
sütun üzerine kurulmus yetmis bin balkondan
cennet ehlini seyrederler. Günes dünya halkını
aydınlattıgı gibi, onların güzellikleri ve nuru da
cennet halkını aydınlatır. Cennet ehli: “Gelin de su
Allah için birbirini sevenlere bakalım” derler.
Onlar da üzerlerinde yesil atlastan elbiseler,
alınlarında “Allah için birbirini sevenler” ibaresi
yazılı oldugu halde, günes gibi cennet halkına
parlarlar.” (Hakim-i Tirmizi Nevadirul-Usul)
Resulullah Efendimiz (s.a.v.) söyle buyurdular:
“Cenâb-ı Hak, Musa Aleyhisselam'a söyle vahyetti:
“Ey Musa! Benim için bir amel isledin mi?” Hz.
Musa: “Yâ Rabbi! Senin için namaz kıldım, senin
için oruç tuttum, sadaka verdim, seni zikrettim”
dedi. Allahü Teâlâ söyle buyurdu:
“Ey Musa! Namaz senin için burhandır (imanına
kuvvetli bir delildir), oruç senin için cehenneme
karsı koruyan kalkandır, sadaka mahser
meydanında gölgedir, zikir de nurdur. Benim için
hangi ameli isledin?” Musa Aleyhisselam: “Yâ
Rabbi! Sırf senin için olan ameli bana bildir” dedi.
Allahü Teala söyle buyurdu:
“Ya Musa! Benim dostuma dost oldun mu,
düsmanıma benim rızam için düsmanlık ettin mi?”
Bundan bilindi ki Cenab-ı Hak katında en makbul
amel, sevdigini onun rızası için sevmek,
sevmedigini de onun rızası için sevmemektir.
Hz. Aliyyül-Mürtaza (k.v.): “Dost edinin, onlar
sizin için dünya ve ahiret sermayesidir.”
buyurmustur.
“Ýmanın en saglam kulpu, Allah için sevmek ve
Allah için bugzetmektir.”
“Allah katında en sevimli olanınız, insanlarla
geçinen, kendisiyle de geçinilebilen kimsedir.
Allah katında en sevimsiziniz de koguculuk yapıp,
dostları birbirinden ayıran kimsedir.” (Taberari)
“Allah için birbirini sevenler kırmızı yakuttan bir
sütun üzerine kurulmus yetmis bin balkondan
cennet ehlini seyrederler. Günes dünya halkını
aydınlattıgı gibi, onların güzellikleri ve nuru da
cennet halkını aydınlatır. Cennet ehli: “Gelin de su
Allah için birbirini sevenlere bakalım” derler.
Onlar da üzerlerinde yesil atlastan elbiseler,
alınlarında “Allah için birbirini sevenler” ibaresi
yazılı oldugu halde, günes gibi cennet halkına
parlarlar.” (Hakim-i Tirmizi Nevadirul-Usul)
Resulullah Efendimiz (s.a.v.) söyle buyurdular:
“Cenâb-ı Hak, Musa Aleyhisselam'a söyle vahyetti:
“Ey Musa! Benim için bir amel isledin mi?” Hz.
Musa: “Yâ Rabbi! Senin için namaz kıldım, senin
için oruç tuttum, sadaka verdim, seni zikrettim”
dedi. Allahü Teâlâ söyle buyurdu:
“Ey Musa! Namaz senin için burhandır (imanına
kuvvetli bir delildir), oruç senin için cehenneme
karsı koruyan kalkandır, sadaka mahser
meydanında gölgedir, zikir de nurdur. Benim için
hangi ameli isledin?” Musa Aleyhisselam: “Yâ
Rabbi! Sırf senin için olan ameli bana bildir” dedi.
Allahü Teala söyle buyurdu:
“Ya Musa! Benim dostuma dost oldun mu,
düsmanıma benim rızam için düsmanlık ettin mi?”
Bundan bilindi ki Cenab-ı Hak katında en makbul
amel, sevdigini onun rızası için sevmek,
sevmedigini de onun rızası için sevmemektir.
Hz. Aliyyül-Mürtaza (k.v.): “Dost edinin, onlar
sizin için dünya ve ahiret sermayesidir.”
buyurmustur.