Öncelikle Ekonomik Savaşta samimi ve milli mücadele başarı ile atlatıldı ve dövizdeki kur artışının psikolojik olduğu, birileri tarafından manipüle edildiği ve Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmasıyla hızla düşüşe geçtiğini hep beraber gördük.. Şimdi önceki günlerde kaleme aldığım makelemle sizleri başbaşa bırakıyorum..
Yakın zamanda BAE, Türkiye'ye gelerek 10 milyar dolarlık yatırım Anlaşması yaptı daha da yapacağı sözünü verdi, Katar, Suudi Arabistan, Mısır ve Körfez ülkeleri sırada… 221 milyar dolarlık tarihi bir rekor olan ihracatımızla ve ihracat bedellerinin kısa bir süre içerisinde piyasalara yansımasıyla, kendi öz üretimimizin artırılmasıyla ekonomimiz yakaladığı büyüme ivmesini lehe çevirerek olumlu bir havanın estiğini hep beraber göreceğiz ve şahit olacağız..
Türkiye'miz Türk Devletlerini bir çatı altında topladı. Afrika ülkeleri ile iletişimini sağlıklı bir şekilde yürütüyor..
Bir taraftan daha ihalarımız, sihalarımız, helikopterlerimiz, tanklarımız, denizaltılarımız tüfeklerimiz, uzaya gönderdiğimiz uydularımız % 15 seviyesinden % 80 lere varan yerli milli sanayi hamlelerimiz…
Amerika Birleşik Devletleri bizlere S-400’ü verilmeyince, Rusya'dan S-400 almamızı gerekli kılmıştı. Kendini savunma adına tabii..
30 yıllık Karabağ’ı, Azerbaycan’la beraber “iki devlet bir millet” dediğimiz can kardeşlerimizle, dost ülkeyle, Ermeni işgalinden kurtardık. Tabiki bu dik duruş ve güç, birilerini rahatsız ediyor ve edecekte..
Ne yapacaklardı? Oturup “Tam Bağımsız bir Türkiye'nin ecdadını mahcup etmeyecek girişimlerde bulunan, “Dünya beşten büyüktür” diyen Gönül coğrafyanın hamisi, lideri olan Türkiye’mizi mi sevecekler? Takdir edeceklerdi!
Tabii ki yeni saldırı silahları ile Türkiye'ye ve Türkiye'yi yöneten hükümete, Cumhur ittifakına saldıracaklar. Silahlarla, darbelerle, kaoslarla beceremediklerini, Ekonomi üzerinden, kur üzerinden yapacaklardı ve yaptılar.
Yaklaşık 80-90 senedir “Yüksek Faiz Düşük Kur” ile ülkemizin milletimizin ümüğünü sıktılar, kanını emdiler..
- Şimdiye kadar yapılan ekonomideki strateji üzülerek belirtmek gerekirse; en küçük olumsuz siyasi, sosyal veya ekonomik bir sıkıntıda TL ‘nin değer kaybetmesi, ardından Faizlerin yükseltilerek pansuman tedavisi ile yola devam etmekti. Bu da işsizliğin artmasına, yatırımların azalmasına, gelirimizden çok harcamaların artmasına sebep olan bir döngüye dönüşmüştü.
- Dış ticaret açığımız klasik bir şekilde hayatımızın bir parçası idi..
- Kasım 2021 itibariyle 21 milyar TL Cari Açık fazlası verdik..
- Yıllık bazda geçin yıl 37 milyar dolar olan cari açık, bu kadar sıkıntıya, saldırıya rağmen 2021 sonu itibariyle 10-15 Milyar Dolar seviyesine gerileyeceğini söyleyebiliriz..
- Bu köşe yazımı kaleme alırken dolar, Euro vs döviz 15-16 TL civarında idi. 20 Aralık itibariyle 19 TL ‘ya kadar yükselmişti..
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kabine sonrası yeni ekonomik tedbirleri açıklaması sonrasında döviz kurlarında aşağı yönlü seyir devam ettiğini hep beraber görüyoruz. Dün yüzde 23 düşüşle kapanan dolar/TL, bu sabah yüzde 17'in üzerinde değer kaybıyla 11,00 seviyelerinde Euro/TL de 13,00 seviyesinin altına indi.. Çok şükür..
Döviz kurlarında atak devam ederken, döviz mevduatının çözülmesi ve yastık altını ekonomiye kazandırmak amacıyla, Sayın Cumhurbaşkanımız; "Vatandaşımızın bankadaki TL varlığını, mevduat kazancı kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek. Kur getirisi mevduat kazancının üstünde ise aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek. Bu kazanç stopaj vergisinden muaf tutulacak" diyerek vatandaşını kaybını önleyecek bir teklif ve yasal düzenleme getirmektedir.
Ayrıca, döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle fiyat vermekte zorlanan ihracatçı firmalara da doğrudan Merkez Bankası aracılığıyla ileri vadeli kur rakamı verileceği,
Evet, esnafımız, insanımız, dünyadaki ekonomilerdeki daralmalardan, üretim tedarik zincirlerinin Pandemi yüzünden bitme seviyesine düşmesinden dolayı, bizlere de yansıdı. Normalleşme olunca da stokların azalması neticesinde, yani arz talebe yetmeyince Enflasyon arttığını hem dünya hem ülkemiz ölçeğinde şahit olduk..
Bununla ilgili işin ehli olan büyüklerimiz, uzmanlarımız gereğini yapacaklardır. Yakın zamanda çıkacak olan STOK YASASI ile birlikte, fahiş fiyat artışı yapanlarla alakalı alınacak keskin ve net tedbirlerle piyasaların rahatlatılacağı, fiyatların dengelenme seviyesinde tutulacağını söyleyebiliriz.
Hükümetimiz de böylesi zamanlarda bütçeyi zorlayarak; çiftçisine, esnafına, memuruna, işverenine, çalışanına, fakirine, üretenine, tüketicisine her konuda kolaylık sağlamalı, bürokratik oligarşiye, kırtasiyeye boğulmadan halkın yanında duracak destek paketleriyle onlara omuz vermelidir.. Ki bunların sinyalini vermeye başladılar.. Ayrıca verilen desteklerin verilmesi gereken yerlere verilip verilmediği yönünde mutlaka bir denetim mekanizmasının kurulması, takibi şarttır..
Bugünler; hep beraber; ülkesini, milletini, devletini, vatanını sevenlerin fedakarlık yapmaları gereken günlerdir, sürecidir..
Bu memleketin öz evladıyım diyenlerin kazancından, karından ödün verip, nefislerimizle mücadele etme ve ülkemizin bekasına yardımcı olma sürecidir.
Bugünleri de hep beraber aşacağız ve her zorluğun ardından bir kolaylık geldiğini tüm dünyaya göstereceğiz… Hepinizi hürmetle ve muhabbetle selamlıyorum.
Yakın zamanda BAE, Türkiye'ye gelerek 10 milyar dolarlık yatırım Anlaşması yaptı daha da yapacağı sözünü verdi, Katar, Suudi Arabistan, Mısır ve Körfez ülkeleri sırada… 221 milyar dolarlık tarihi bir rekor olan ihracatımızla ve ihracat bedellerinin kısa bir süre içerisinde piyasalara yansımasıyla, kendi öz üretimimizin artırılmasıyla ekonomimiz yakaladığı büyüme ivmesini lehe çevirerek olumlu bir havanın estiğini hep beraber göreceğiz ve şahit olacağız..
Türkiye'miz Türk Devletlerini bir çatı altında topladı. Afrika ülkeleri ile iletişimini sağlıklı bir şekilde yürütüyor..
Bir taraftan daha ihalarımız, sihalarımız, helikopterlerimiz, tanklarımız, denizaltılarımız tüfeklerimiz, uzaya gönderdiğimiz uydularımız % 15 seviyesinden % 80 lere varan yerli milli sanayi hamlelerimiz…
Amerika Birleşik Devletleri bizlere S-400’ü verilmeyince, Rusya'dan S-400 almamızı gerekli kılmıştı. Kendini savunma adına tabii..
30 yıllık Karabağ’ı, Azerbaycan’la beraber “iki devlet bir millet” dediğimiz can kardeşlerimizle, dost ülkeyle, Ermeni işgalinden kurtardık. Tabiki bu dik duruş ve güç, birilerini rahatsız ediyor ve edecekte..
Ne yapacaklardı? Oturup “Tam Bağımsız bir Türkiye'nin ecdadını mahcup etmeyecek girişimlerde bulunan, “Dünya beşten büyüktür” diyen Gönül coğrafyanın hamisi, lideri olan Türkiye’mizi mi sevecekler? Takdir edeceklerdi!
Tabii ki yeni saldırı silahları ile Türkiye'ye ve Türkiye'yi yöneten hükümete, Cumhur ittifakına saldıracaklar. Silahlarla, darbelerle, kaoslarla beceremediklerini, Ekonomi üzerinden, kur üzerinden yapacaklardı ve yaptılar.
Yaklaşık 80-90 senedir “Yüksek Faiz Düşük Kur” ile ülkemizin milletimizin ümüğünü sıktılar, kanını emdiler..
- Şimdiye kadar yapılan ekonomideki strateji üzülerek belirtmek gerekirse; en küçük olumsuz siyasi, sosyal veya ekonomik bir sıkıntıda TL ‘nin değer kaybetmesi, ardından Faizlerin yükseltilerek pansuman tedavisi ile yola devam etmekti. Bu da işsizliğin artmasına, yatırımların azalmasına, gelirimizden çok harcamaların artmasına sebep olan bir döngüye dönüşmüştü.
- Dış ticaret açığımız klasik bir şekilde hayatımızın bir parçası idi..
- Kasım 2021 itibariyle 21 milyar TL Cari Açık fazlası verdik..
- Yıllık bazda geçin yıl 37 milyar dolar olan cari açık, bu kadar sıkıntıya, saldırıya rağmen 2021 sonu itibariyle 10-15 Milyar Dolar seviyesine gerileyeceğini söyleyebiliriz..
- Bu köşe yazımı kaleme alırken dolar, Euro vs döviz 15-16 TL civarında idi. 20 Aralık itibariyle 19 TL ‘ya kadar yükselmişti..
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kabine sonrası yeni ekonomik tedbirleri açıklaması sonrasında döviz kurlarında aşağı yönlü seyir devam ettiğini hep beraber görüyoruz. Dün yüzde 23 düşüşle kapanan dolar/TL, bu sabah yüzde 17'in üzerinde değer kaybıyla 11,00 seviyelerinde Euro/TL de 13,00 seviyesinin altına indi.. Çok şükür..
Döviz kurlarında atak devam ederken, döviz mevduatının çözülmesi ve yastık altını ekonomiye kazandırmak amacıyla, Sayın Cumhurbaşkanımız; "Vatandaşımızın bankadaki TL varlığını, mevduat kazancı kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek. Kur getirisi mevduat kazancının üstünde ise aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek. Bu kazanç stopaj vergisinden muaf tutulacak" diyerek vatandaşını kaybını önleyecek bir teklif ve yasal düzenleme getirmektedir.
Ayrıca, döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle fiyat vermekte zorlanan ihracatçı firmalara da doğrudan Merkez Bankası aracılığıyla ileri vadeli kur rakamı verileceği,
Evet, esnafımız, insanımız, dünyadaki ekonomilerdeki daralmalardan, üretim tedarik zincirlerinin Pandemi yüzünden bitme seviyesine düşmesinden dolayı, bizlere de yansıdı. Normalleşme olunca da stokların azalması neticesinde, yani arz talebe yetmeyince Enflasyon arttığını hem dünya hem ülkemiz ölçeğinde şahit olduk..
Bununla ilgili işin ehli olan büyüklerimiz, uzmanlarımız gereğini yapacaklardır. Yakın zamanda çıkacak olan STOK YASASI ile birlikte, fahiş fiyat artışı yapanlarla alakalı alınacak keskin ve net tedbirlerle piyasaların rahatlatılacağı, fiyatların dengelenme seviyesinde tutulacağını söyleyebiliriz.
Hükümetimiz de böylesi zamanlarda bütçeyi zorlayarak; çiftçisine, esnafına, memuruna, işverenine, çalışanına, fakirine, üretenine, tüketicisine her konuda kolaylık sağlamalı, bürokratik oligarşiye, kırtasiyeye boğulmadan halkın yanında duracak destek paketleriyle onlara omuz vermelidir.. Ki bunların sinyalini vermeye başladılar.. Ayrıca verilen desteklerin verilmesi gereken yerlere verilip verilmediği yönünde mutlaka bir denetim mekanizmasının kurulması, takibi şarttır..
Bugünler; hep beraber; ülkesini, milletini, devletini, vatanını sevenlerin fedakarlık yapmaları gereken günlerdir, sürecidir..
Bu memleketin öz evladıyım diyenlerin kazancından, karından ödün verip, nefislerimizle mücadele etme ve ülkemizin bekasına yardımcı olma sürecidir.
Bugünleri de hep beraber aşacağız ve her zorluğun ardından bir kolaylık geldiğini tüm dünyaya göstereceğiz… Hepinizi hürmetle ve muhabbetle selamlıyorum.